BİR COVİT 19 GELİP GEÇTİ Mİ?

15 Ocak’tan bu yana, yani 6 aydır bu hastalık üzerine bilimsel makaleler de dahil çok fazla yazı okudum

Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Bu virüsten kaçış yok maalesef. İstisnasız hepimiz yakalanacağız. Ama ne kadar geç yakalanırsak o kadar iyi, bunu en sonda açacağım. Aynen grip virüsünde olduğu gibi önümüzdeki yıllar, on yıllar boyunca bu virüsle yaşamayı öğreneceğiz. Emin olun bu kesin. Şu an alınan karantina, tatil, izin vb. önlemlerinin tamamı virüsün yayılma hızını yavaşlatıp, sağlık sektörünün çökmemesini sağlamak üzere alınıyor.

Çok hızlı yayılımda hastanelerin yoğun bakım üniteleri çıkmaza giriyor ve istemeyerek de olsa mecburen İtalya örneğinde olduğu gibi hangi hastanın yaşayacağına, hangisinin öleceğine karar verilmesi gereken berbat bir durum ortaya çıkıyor.

Virüs dediğimiz şeyler aslında öldürücü, şeytani birer düşman değiller. Onlar da aynen bizim gibi üzerinde konuşlandıkları alan sayesinde yaşayan canlılar. Zaten genelde hayvanlardan bize geçiyorlar ve evet, hayvanları genelde öldürmüyorlar. Çünkü kendileri de yaşamak için üzerinde yaşadıkları canlılara muhtaçlar. Yüzyıllardır hayvanlarla beraber yaşamaya alışmışlar.

E peki biz neden ölüyoruz? Çünkü birbirimizi tanımıyoruz. Virüs kendini hala hayvan vücudunda zannediyor. Yeni yerleştiği konağın şartlarını henüz bilmiyor. Belli bir süre geçtikten sonra hem bizler onlara bağışıklık kazanacağız hem de onlar kendi sonsuz yaşamları için mutasyona uğrayacaklar. Böylece beraber yaşamaya alışacağız.

Mesela aranızda herpes labialis adlı virüsü duyan oldu mu hiç? Duymadınız ama kendisi dünyanın en yaygın virüslerinden birisi ve bir kere vücudumuza girdikten sonra biz ölene kadar vücuttan atılamıyorlar. Peki ne yapıyor bu virüs? Dudağınızda uçuk çıkarıyor. O kadar işte. Bizi öldürmüyor çünkü biz ölürsek kendisi de yaşayamıyor.

   Grip virüsü de hemen hemen öyle. Öldürücülük oranı %0,1 civarı ve genelde zaten vücudunda kronik sorun olanları öldürüyor. Her sene ve her sene dünyada yarım milyar insan grip virüsüne yakalanıyor. Bu şekilde birlikte yaşamaya alıştığımız tonla virüs var. Corona virüsler (sars, mers vb.) ile de yaşamaya alışacağız (tabii mers ile belki 1000 yıl sonra).

Sadede gelirsem, dediğim gibi hepimiz bu virüse yakalanacağız. Hatta belki birçoğumuz yakalandı bile ama fark etmedi. Ve hatta hastalığı da atlattı. Vücudu virüsle yaşamaya çoktan alıştı ya da virüs o vücutta yaşayamadı ve başka konaklara geçti. Bu konuda en güzel örnek Diamond Princess gemisi. Gemideki 3700 kişinin 700'ünde test pozitif çıkmış. Ama bu 700 kişinin 350'si hastalığı hissetmemiş bile. Ve hala da çok sağlıklılar. Yatak döşek yatmıyorlar. Ki yaş ortalamaları da baya yüksek.

Peki neden böyle? Çünkü o 350 kişinin bağışıklık sistemi çok güçlü. Yani bu hastalıkta en önemli şey bağışıklık sistemi. Aramızda bağışıklığı iyi olanlar, spor yapanlar, doğru besinleri alanlar, sigara içmeyenler vb. bu hastalığı belki hissetmeyecek bile. Belki hafif bir grip gibi atlatıp hayatlarına devam edecekler.

Ne yapmak gerekiyor? Öncelik vücut direnci. Spor ve hareket. Sonrası beslenme. Özellikle meyve sebzeler ile daha spesifik şeyler, mesela sarımsak, yoğurt, kefir, yeşil çay vb. Sonrası ise besin takviyeleri. Özellikle c vitamini, çinko, beta glukanlar (1.3 ve 1.6) ve kara mürver ekstresi. Meyve sebzeler ve takviyeler eğer kendinize de dikkat ederseniz bu kışı atlatmanızı sağlayabilir. Çünkü bağışıklık sistemini çok dirençli hale getiriyorlar.

Dediğim gibi, bu virüsle yaşamaya alışın. Önümüzdeki yıllarda, hatta belki aylar ya da haftalarda mutasyona da uğrayacak, ya daha ölümcül olacak ki, kendi de kaybeder, bu yüzden bunu düşük olasılık görüyorum, ya da o da bizimle yaşamayı öğrenecek. Aşısı bulunsa bile mutasyona her uğradığında aşı işlevini kaybedecek. Grip aşıları da öyledir. Sizi sadece geçmiş senelerin grip virüslerinden korur. Yenilerinden değil. Yani tam koruma sağlamaz. Tam koruma her zaman için bağışıklık sisteminizdir.

    Fakat virüsün canlılığını devam ettirebilmesi için bulunduğu konağı öldürmemesi ve başka konaklara geçebilmesi gerekiyor. Bunun için de mecburen mutasyona uğramak zorunda. Mutasyon dediğimiz şey ise nesille alakalı ve virüsler çok hızlı üreyip öldükleri için bizlerde yıllar alan nesil değişimi onlarda saatler alabiliyor. Bu sayede çok hızlı mutasyon geçiriyorlar. Ve büyük bir olasılık süre geçtikçe virüs bulaştığı kişiyi öldürmeyecek şekilde mutasyon geçirecek. Yani bu virüsü ne kadar geç kaparsanız tehlikesi o kadar az olacak.

Evet, hepimize uğrayacak bu virüs ama ne kadar geç uğrarsa o denli şanslı olacağız. Bu yüzden olabildiğince evden çıkmamak, hijyene dikkat etmek, gerekli şekilde beslenmek, hareket etmek ve gerekli takviyeleri almak gerekiyor. Bunları yapanlar emin olun hepimizden uzun yaşayacak.

Bir Oxford Üniversitesi uzmanı da Coronavirüs'ün dünyanın dört bir yanında uyuşmuş olabileceğini ve çevresel koşulların Çin'deki başlamaktan ziyade gelişmesi doğru olduğunda ortaya çıkabileceğini düşünüyor.

Oxford'da Kanıta Dayalı Tıp Merkezi'nde (CEBM) kıdemli Doçent ve Newcastle Üniversitesi'nde misafir profesör olan Dr. Tom Jefferson, virüsün Asya'da ortaya çıkmadan önce başka bir yerde olduğuna dair artan kanıtlar olduğunu savunuyor.

Geçen hafta, İspanyol virologlar, Çin'de 2019'da Koronavirüs görülmeden dokuz ay önce toplanan atık su örneklerinde hastalık izleri bulduğunu açıkladılar.

İtalyan bilim adamları ayrıca, ilk vaka tespit edilmeden haftalar önce aralık ayı ortasında Milano ve Torino'daki kanalizasyon örneklerinde Koronavirüs kanıtı bulurken, uzmanlar Kasım ayında Brezilya'da izler olduğuna dair kanıtlar buldular.

Dr.Jefferson birçok virüsün dünya çapında uykuda kaldığına ve koşullar uygun olduğunda ortaya çıktığına inanıyor, bu da geldikleri anda yok olabileceği anlamına geliyor.

Dr. Jefferson: "Sars 1 nereye gitti? Sadece kayboldu" dedi. “Bu yüzden bunları düşünmeliyiz. Virüsün ekolojisini araştırmaya, nasıl ortaya çıktığını ve değiştiğini anlamaya başlamamız gerekiyor.

" Virüs zaten buradaydı, burada her yerde. Çevresel koşullar tarafından aktif hale getirilmiş bir hareketsiz virüs görüyor olabiliriz.

"Şubat ayı başlarında Falkland Adaları'nda bir olay vardı. Şimdi nereden geldi? Güney Gürcistan'dan Buenos Aires'e giden bir yolcu gemisi vardı ve yolcular tarandı ve sekizinci günde yelken açmaya başladıklarında Weddell Denizi, bu ilk olayı ele alalım sorun çözülmüş ve aktif hale getirilmiş hazır yemeklerde miydi?

"Bu gibi garip şeyler İspanyol Gripte de oldu. 1918'de Batı Samoa nüfusunun yaklaşık yüzde 30'u İspanyol Grip 'ten öldü ve dış dünyayla hiçbir iletişimi yoktu.

"Bunun açıklaması sadece bu ajanların hiçbir yere gelmemesi ya da gitmemeleri olabilir. Onlar her zaman buradalar ve bir şeyler onları ateşliyor, belki insan yoğunluğu ya da çevre koşulları ve bu bizim aramamız gereken şey."

   Özetlersek durumu:
1- Kendinizi karantinaya alın. Virüsle en geç temas edenler en şanslıları olacak
2- Hijyen. Olabildiğince temizliğe dikkat edin.
3- Meyve sebze yiyin.
4- Bağışıklığa iyi gelen sarımsak, kefir, yoğurt gibi besinler tüketin.
5- Bağışıklığa çok iyi gelen besin takviyeleri ve vitaminler alın. Örnek: beta glukanlar, C vitamini, çinko, kara mürver ekstresi vb.
6- Hareket edin ve evinizde spor yapın.
7- Sigarayı bırakın.
8- Bol su için. 

Diyebiliriz.

<