CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

BIR CUMA SABAHI

Hayat  sürprizlerle doludur. Mesela bu gün, günlerden cuma. Bugün haftanın son günü. 

Bugün hava açık, güneşli… 

Bu sabah otobüsten  Üsküdar sahiline indiğimde, ayağımın  ucunda  beni tuhaf bir şey,   bir yarım küre karşıladı.  Bu, sebze yıkama eleği gibi  bir şey. Bu yarım kubbe içinde, dışında  ve  tepesinde  bir takım insanlar  gördüm.

Ben oldum olası, sahilde hava güneşliyken birilerinin durup sahilde  balık avlamasından, simit satmasından, denize bakmasından,  şarkı söylemesinde tarifsiz bir  keyif alırım.

Allah-u Teâlâ   insanlara  daima hareket etmelerini ,” Çalışın, helalinden kazanın” diye emretmiştir ki, bence  hayatin özü, anlamı budur

Yarım küre metalden alüminyum borulardan  yapılmış . Yanına gittim. Üzerine çıkmış bir takım insanlar, küçük  su şişelerine ektikleri  arsız kır   bitkilerini  tepeye yerleştiriyorlardı. 

Zil siyah takım içinde güleryüzlü   iki  görevliyle   yarım küre önünde  resim çektirdim. Daha sonra proje sorumlusuyla tanıştım. Proje sorumlusu  göz irisleri açık,  sarışın  güzel bir kızdı. Bihter Çelik.  

Bihter kızımın yaşında. Güzelliği içinden dışına vurmuş. Kızım gibi o da mimarmış.

İşini severek coşkuyla yapıyor. Bu projeyle tabiattaki atık maddelerin geri dönüşümü , değerlendirilişi konusunda çocuklara bilgi veriliyor. Projenin sahibi ise TODER. 

Nasıl olduysa birden  küçük  çocukların baskınıyla kendime geldim. Üsküdar sahilindeki çadırlara gelen çocuklar, burada baharla, yeşille karşılaştılar. Durdum resimlerini çektim. 

Ben  bir emekliyim. Bu işlerle ilgim, pencerede saksı içinde çiçek yetiştirmekten ibarettir.  

Üsküdar’a indiğimde,trafik sıkışıklığına rağmen insanların birbirleriyle , araçlarla  barış içinde bir arada iyi geçindiğini görür memnum olurum. Karadenizli sokak sanatçılarının klasik kemençe konserlerini dinlerim. Karadavut Camii önündeki durur, Mesut abinin tezgahından bir tarak alırım. Mihrimah Sultan Camii ile Yeni Valide Camii müezzinlerinin karşılıklı okudukları ezanlarını dinlerim.

Sonra otobüse biner,  telefondaki not defterime gördüğüm güzellikleri not eder, bitirince gazeteye gönderirim.       

Sonra evimin pencerelerine plastik  şişelerin içine  ıspanak, soğan , sarmısak vesaire  şeyler ekerim. Konuya olan ilgim bu sebepledir. Başka uğraşlarım  var  ama bunu burada sayıp  dökmenin kimseye faydası yok.

Çocukların  bahar coşkusuna şahit oldum bu sabah. Çocuklara  içlerinde kır bitkileri olan şişeler dağıttılar. Bana da üç küçük şişe  verdiler.  Onları götürüp pencereme koyacağım.Umutla sulayacağım her gün. Seveceğim. İnanıyorum ki, onlar da teşekkür etmek için büyüyecekler.

Teşekkür ederim güzel gün. Çocuklara bir tutam yeşil hayati armağan eden güzel kız.

Beşiktaş’ta işim var. Motora bindim. Bu satırları not ederken  motor kaşla göz arasında Beşiktaş ‘a ulaşmıştı. Telefonuna düşmüş bir genç kızın  günlük listesindeki bir satırla uyandım.  Listeye  göre  Latin dansları 13.30’da …

 Motordan indim, kaldırımları ,ışıkları  geçtim; Beşiktaş  her zamanki gibi kalabalıktı…

 

<