ZAFER BENGİ

ZAFER BENGİ

Bir geçmiş fotoğraf!..

Açlık feryadı yapanların tamamı, karalama edebiyatı mı yapıyor?..

Gözünüze dizinize dursun!..

Bunca araba, bunca gökdelen, bunca şatafat nedir?

Zenginlik, refah, rahatlık belirtisi değil mi?

Gözünüze dizinize dursun!..

Otobanlar, köprüler, denizaltı geçişleri, tüneller, lüks devasa havaalanları ülkenin durumunu ortaya koymuyor mu?

Neymiş, halk açlıkla boğuşuyormuş...

Gözünüze dizinize dursun!..

Bu durum ayan beyan ortada değil mi?

Tabii ben bu söylemlere katılmıyorum!

Eğer, halk ekmek kuyruğunda saatlerce vaktini bir TL uğruna feda ediyorsa, düşünmek, çözüm bulmak gerekir!

Bu görev de, bizi yönetenlerin...

Millet ya “açlık”la terbiye edilecek ya da halk yönetenlerine “oyları"yla ders verecek!

Eğer, duymuyorsanız, görmüyorsanız, en azından hissetme duygunuzu kaybetmediyseniz!..

***

2000’li yılların başlarıydı...

İngilizcesi mükemmel bir oğlumla birlikte Çin’in Şanghay kentine Amsterdam üzerinden aktarmalı uçtuk...

Kaldığımız otel lükstü ve oda fiyatı gecelik 200 dolardı... Otelin kapısının önünden neredeyse, hiçbir Çin’li geçemiyordu.

Bir gökdelende oğlumla birlikte Şanghay’ı tepeden seyrederek 60 dolara 2 kahve içtik, bir Çin’linin 2 aylık asgari ücretini ödedik...

Şaşırdım! Şaşkındım!

O tarihlerde sordum, “asgari ücret ne kadar” diye, “30 dolar” yanıtını aldım, çok şaşırdım... Yani bir gece otel konaklaması neredeyse 7 aylık asgari ücretti...

Bir iki gün sonra, Çin’in sanayi illerinden Guangzhau’ya gittik...

Nostalji olsun diye trenle...

Çok kalabalık ve sıkışıktı...

Bin pişman olduk!

Yürüyen böcekleri yiyenleri mi, vagonlar arasında çocuklarını işetenleri mi, sıcak suda noodle’nu döke döke yiyenleri mi, hah huh hup diyerek balgamını çıkarıp yere yapıştıranlar mı görmedik, çevremizde...

Kıpırdamadan Guangzhau’ya indik ve kalacağımız otele koşarak gidip, hemen banyo yaparak kırklandık!

Yetmedi, tüm çamaşırlarımızı yıkamaya verdik...

Fabrika ziyaretlerimizde, 30 dolar maaşla 3 yıl çalışıp, fabrikada yatıp kalkan yiyen maaşlarını biriktiren işçilerle konuştuk... 3 yılın sonunda hiç harcamadıkları bin 80 dolar ile köylerine dönenler neredeyse “köy ağası” oluyormuş...

Sonra da, Şanghay’a 150 dolara taksi tutarak geri döndük...

Benim için önemli bir anıydı...

***

Neden bu anımı anlattım...

Yaklaşık 16-18 yıl önceki bu anım gösteriyor ki, Çin bugün halkını biraz olsun rahatlatmış ekonomik açıdan...

Bugün Çin’de asgari ücret, 30 dolardan 300 dolara çıkmış..

Yani 10 kat, dolar bazlı artmış...

Bizde ise, asgari ücret, bu zaman zarfında 210 dolara gerilemiş...

Acaba, asgari ücretimiz dolar bazlı 10 kat artsın diye, bizi yönetenler kalkınmak için bu modeli mi seçti?..

Ama unutmayalım, ham madde dışında ithalatı olmayan bir ülke Çin...

Biz ise, makine dahil üretim için kullanılan tüm maddeleri ithal ediyoruz...

Ucuz işçiliğimizle ihraç etmeye çalışıyoruz varımızı yoğumuzu...

Nasreddin Hoca’nın hikayesi gibi...

Göle maya çalıp, tutmasını bekliyoruz...

Olur mu, olmaz mı?

Uzmanlar, “halk sürünürse belki olabilir” diyor...

Bu halk, önce sağlığını kaybederek, sonra açlığa talim ederek, ülkemizin kalkınmasını görebilecek mi?

Doğrular tektir...

Sadece yolları farklı olabilir!..

<