RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Bir Türk düşünürü

Bir Türk Düşünürünü Takdimimdir yazısıyla başladık ve  Vehbi Sınmaz beyin ‘Kiralık Katil Arıyorum’ adlı kitabında yer alan düşünceleri üzerinde tahlil ve tanıtımlarda bulunduk. Kitapta Vehbi bey daha çok insan ve kültür üzerinde yoğunlaşmış ama toplumla ilgili konularda da insan ve kültüre verdiği değer kadar durmuş. İnsan küçültülmüş bir keainattır. Kur’an ayeti geldiğinde insana oku denildi. Neyi okuyacağı ise peşi sıra gelen ayetlerde sıralandı. İnsanın yaratılışı konu edildi. İnsanı, küçültülmüş keainat insanı ve sonra genişletilmiş  insanı, keainatı ve nihayet levhi mahfuzdaki ayetleri okuması istendi.

 

 

Xxxx

 

Vehbi Sınmaz bey Kur’an üzerine düşüncelerini ifade ederken şu soruya takıldı: Kur’an işaret eden mi, edilen mi? Cevabını açıkça vermese de Kur’an’ın işaret eden olduğuna yakın duruyor.

Bunun için verdiği misaller de bu kanaatimizi doğruluyor. ‘Kur’anda ay, deniz, güneş ve başka her şeyden söz ediliyor. Ama o söz edilenler Kur’an’da yok. Sadece isimleri var. Ay dediğinde dönüp keainattaki aya, güneş dediğinde dönüp keainattaki güneşe bakmak gerek. Bu haliyle de Kur’an işaret eden bir kitap. Böyle düşünüyor Vehbi bey.

Bize göre Kur’an önce işaret edilen bir kitaptır. Onu okumanın, anlamanın sevap olduğu, insan hayatına katkılar yaptığı açıktır. Allah’ın mahfuz levhasında kayıtlı olan ayetleri bir muallim ile insanlara duyurması çok önemlidir. Kur’an öncelikle işaret edilen bir kitaptır. Ama orada kalmak gerekmiyor, Kur’an’ı okurken işaret ettiklerine de dönüp bakmak ve bu bakışla Keainat kitabını okumak gerekiyor. Keainat kitabını da doğru okuyabilmek için öncelikle küçültülmüş bir keainat olan insanın okunması gerekiyor.

Yunus Emre bunun önemine dikkat çekerek demiş olmalı.

İlim ilim bilmektir,

İlim kendin bilmektir

Sen kendin bilmez isen

Bu nasıl okumaktır.

 

Xxxx

 

Vehbi beyin bir başka üzerinde ısrarla durduğu konu ise; İslam dünyasının eksiği bilgi mi, iman mı? Sorusu.

Bu konuda da bilgi eksiği üzerinde ısrarlı. Onunla sohbetimde bir sual sordum.

Türkiye’de ve tüm İslam dünyasında hırsızlığın, yalancılığın, fuhuşun, kumarın haram olduğunu bilmeyen yoktur. Ama bütün bu fiiller işleniyor. Demek ki bilmek, bilgi bu işleri engellemiyor. Bunu iman engeller. Demek oluyor ki, İslam dünyasının eksiği bilgi değil, imandır. Hem İslam dünyasında öyle ilim sahipleri var ki, dünyanın hiçbir yerinde eşleri yok. Ama bilmek, ilim, çok da İslam dünyasının gidişatını değiştirmeye yetmiyor.

Bütün bunları konuştuk ama, düşünce adamlarının bir açmazı var. Düşüncelerin yanlış ve eksik olabileceğini, her zaman tazelemek ve geliştirmek gerektiğini pek kabul etmiyorlar.

 

Xxxx

 

İman insan zihnine doğan güneştir. İman, inanç, kararlılık ve azim getirir. Hedef kazandırır.Ümit ve olumlu hayal kazandırır. Bilgi tam tersine insanı hep daha iyi ruh haline ulaştırmaz. Bilgi aleyhinde değilim ama, cehalete taviz verecek değilim ama, ilim, bilgi her zaman iyiye götürmez insanı.

Bilginin türü çok önemli. Sihirbazlık da bir bilgi alanıdır. Büyü de. Bu bilgileri elde eden adamın hayatı daha iyi olabilir, iç huzurları sağlanır, iç derinlikleri artar denemez.

Yüz kızartıcı suç oluşturan  davranışlarda da çok maharet kazanmış insanlar var. Onların bilgileri de insana ve insanlığa fayda sağlıyor denilemez.

Bilgi  ilk anda güzel şeymiş gibi geliyor insana ama, türü çok ama çok önemli.İnsanların zaaflarını bilmek o insanları kullanmak açısından faydalıdır. Ama insan onuruna zararlıdır.

 

Xxxx

 

Bilgi felsefenin temel konusudur ama inanın üzerinde bin yıllardan bu yana hiç temas edilmemiş alanları var. Bilgi tek başına ve nitelikleri olmadan, disipline sokulmamışsa, ahlaki sınırları belirlenmemişse, insani ve vicdani kılık-kıyafetleri giydirilmemişse, çok sıkıntılı bir kazanımdır.

Bilgi ile iman kıyaslanamaz. İman, inanç batıl bile olsa insanıı şahlandırır. İnsanın zihnini bir nebze güneşlendirir.

<