RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Birileri yapacak

Adam çok telaşlı geldi evine. Hanımı telaşının sebebini anlamaya çalıştı. Hayrolsun bey, nedir? Adam

cevap verdi. Maliye tebliğ yayınladı. 6 parmağı olanların bir parmağı kesilecekmiş. Kadın, düşündüğün

şeye bak. Senin altıncı parmağın yok ki. Adam yine sakinleşmedi ve bağırarak açıkladı. Maliye önce

parmak sayıp sonra kesiyor.

Adam haklıydı elbette. Ama şimdi o günlerde değiliz. Tüm mal-mülk, servet sahipleri rahat olsun.

Xxxx

Dilek havuzunun başında karı-koca sessizce dileklerde bulundular. Metal paraları da suyun içine

bıraktılar. Metal paralar eğile-büküle suyun derinliklerine, havuzun dibine indi.

Ne oldu bilinmez, adam havuzun içine düşüverdi. Telaşla çalışmalar sürdü ama insanın beline kadar

gelen seviyedeki suda adam öldü.

Kadın, böyle şeylere hiç inanmazdım. Meğer aslı varmış. Dileğim anında kabul oldu, çok şaşırdım

demiş.

Xxxx

Toplum içinde sahipsiz işler vardır. Kimsenin asli görevi değildir. Ama yine de o görevler birileri

tarafından yapılır. Cemiyet içinde sorumluluk duygusu yüksek insanlar vardır. Bu insanları tanımak

isterseniz toplu halde beklenen alanlarda insan davranışlarını izlemek gerek. Bir otobüs durağında,

birbirini tanımayan insanlar bir arada bekleşirken, birisi gelip sorar, otobüsün hareket etmesine kaç

dakika var?. Soru ortaya sorulmuştur. Ama birisi hemen atılıp cevap verir. İşte o kişi yüksek

sorumluluk sahibidir.

Xxxx

Cenaze namazında bu meseleye ayrıntılı açıklama vardır. Cenaze namazı aile bireylerinin, eş, dost,

akraba ve arkadaş tarafından ve cemaatten isteyenlerin katılmasıyla kılınır. Haberi olmayan aile

bireyleri katılmayabilir. Haberi olanların katılımı yeterlidir. Hukukçular, fakihler hüküm çıkarmışlar.

Cenaze namazı birilerinin kılmasıyla herkesin sorumluluğu ortadan kalkar. Farz-ı kifaye demişler.

Xxxx

1950’li yıllarda gazeteciliğe başlamış, sonra haftalık da olsa gazete sahibi olmuş, Beyazıd’ta,

Cağaloğlu’da kitapçı dükkeanı aydınların uğrak merkezi olmuş bir kıdemli gazeteci var. Abdullah

Işıklar.

O da sorumluluk duygusu yoğun olan bir insanımız. Üstüne vazife olmayan, ama birilerinin yapması

gereken, nice işleri üstüne alıp yapmıştır. Bazı işler öyledir. Kimsenin işi, değildir ama, birileri

yapmazsa herkes sorumlu olur.

Şehirlerarası yolda, yanlış istikameti gösteren levhanın değiştirilmesi, misafirhane denilmesi mümkün

olan yere,' casino' denilmesi, dini duygularla yapılmış alameti farikanın, ayaklar altında tepelenmesi,

gazetelerin dini değerleri okurlarına hediye olarak vermesi ve onların yerlerde tepelenmesi ihtimali,

Abdullah Işıkları hep ilgilendirmiştir. O ilgisinin gereği olarak da ilgili yerlere telefon etmek, yazılı

başvurularda bulunmak, dilekçelerinin akıbetini takip etmek, emek ve güç harcamak onun işi. Hatta

gerekli olursa mahkemeye dava açmak, avukat tutmak boyutuna kadar işi ciddiye alır. Bunlar

erdemdir.

Evet, cemiyette yapılması gereken ama aslında kimsenin işi olmayan işler vardır. Sorumluluk sahibi

insanları Allah bu hikmetle yaratmış olabilir. O insanlar birilerinin yaptığında herkesin işini yapmış

sayılacağı işleri üzerlerine alır, yaparlar. Onlara bu yolla sevap kazanmak nasip olmuştur.

Xxxx

Kimi insanlar kuşlara, köpeklere, kedilere, yaban alanlardaki hayvanlara, kimileri evsizlere, fakirlere,

dilencilere, Çingenelere, muhacirlere, yolculara, yetimlere, işsizlere, yaşlılara, hastalara yoğunlaşırlar.

Bütün bu yoğunlaşan insanlar erdem sahibidirler ve asıl görülmesi gereken nokta şudur. Rabbimiz her

yaptığını bilerek ve hikmetli olarak yapar. O insanları, o görevleri yapsınlar diye yaratan O’dur.

<