D.ALİ GÜLTEKİN

D.ALİ GÜLTEKİN

BİTMEYEN İSLAM DÜŞMANLIĞI

Daha önce yazmıştım, şimdi tekrar yazıyorum.

Batı’da İslam hızla yükseliyor.

Neden mi? 

Nedeni şu. İslam adalet dini, İslam, hoşgörü dini, İslam merhamet dini, İslam özgürlükler dini o yüzden.

Bir Müslüman başka bir dine inanan hiç kimsenin dinine hakaret etmez.

Bir Müslüman başka bir dine inanıyor diye hiç kimseye adaletsiz davranmaz.

Bir Müslüman yardıma muhtaç bir insana yardım ederken  dinine bakmaz.

Bir Müslüman, “senin dinin sana, benim dinim bana” felsefesinden yola çıkarak kimsenin dini inancına karışmaz.

Bu örnekleri istediğimiz kadar çoğaltabiliriz. İşte bu yüzden İslam Batı’da  hızla yükselmeye devam ediyor.

Ama aynı zamanda bir Müslüman kendisine yapılan  haksızlığa asla boyun  eğmez, sineye çekmez, gereken tepkiyi  ve mücadeleyi en sert şekilde verir.

En son Fransa’da yaşanan karikatür saçmalığı gibi, İslam’a ve Müslümanlara yapılan hakaretler, aşağılamalar asla cezasız kalmayacaktır.

Macron ve onun gibiler bunun  bedelini ödeyecektir.

ABD ve Batı İslam’a ne kadar savaş açarlarsa açsınlar, İslam’ın yükselişine engel olamayacaklardır.

Kendi aralarında bile yıllarca süren mezhep savaşlarında oluk oluk kan akıtmaktan çekinmeyen, giyotinlerle acımasızca kendi insanını katleden batı, eninde sonunda bitmeye, yok olmaya mahkumdur. Vicdansızca sömürdüğü, adaletsizce katlettiği mazlum insanların hesabını bir gün mutlaka verecektir.

Batı dünyasının İslam’la savaşı hiç bitmeyecektir. Çünkü onlar bencildir, onlar acizdir. Onlar kincidir, onlar intikamcıdır.  Ama ne yaparlarsa yapsınlar hak galip gelecektir.

Müslüman olan bir Fransız kadının,  Sophie Pétronin’in yeni adıyla Meryem Pétronin’in  Fransa Cumhurbaşkanı Macron'a yazdığı mektuptan aktaracağım birkaç paragraf  batıda İslam’ın yükselişini daha net bir şekilde açıklamaktadır. 

“Sayın Macron!

“Ben Sophie Pétronin; beyaz ırktan Fransız, Hristiyan ve Katolik bir kadın olarak, 75 yıl boyunca Hristiyanlığı yaşayan bir birey iken son dört senesini Müslümanlar arasında esir olarak yaşamış ve İslam dinini seçmiş olmam anladığım kadarıyla sizi hayretler içerisinde bırakıp şoke etmiş.

Sayın Macron!

Evet, ben Afrika’nın fakir ülkesi Mali’de Müslümanların rehinesiydim, lakin hiçbir zaman bana karşı kötü ve çirkin bir davranış sergilemediler hatta son derece saygılı olmaya özen gösterdiler. Ellerindeki kıt imkânlara rağmen yeme-içme konusunda bana nelerden hoşlandığımı sordular ve hep onları temin etmeye çalıştılar. Mahremiyetime son derece saygı gösterip asla bu konuyu ihlal etmediler.

Bilmenizi isterim ki onlardan hiçbirisi bana karşı herhangi bir sözlü ve fiziki tacizde bulunmadı, öte yandan kendi dinime ait hiçbir kutsala; ne Hz. İsa Mesih’e ne de Hz. Meryem’e hakaret etmediler yani sizlerin Aziz İslam Peygamberi Muhammed’e davrandığınız gibi asla davranmadılar.

Onlar asla bana İslam dinini dayatmadılar ama ben onların ahlaklarından, sade yaşam tarzlarından, dürüstlük ve merhametlerinden İslam’ın nasıl bir din olduğunu yakından gördüm.”

Korkunun ecele faydası yok. Batı ne yaparsa yapsın İslam’ın yükselişi sürecektir. Her fırsatta İslam karşıtlığına ve İslam düşmanlığına soyunmaları, onlara hiçbir şey kazandırmayacaktır.

<