D.ALİ GÜLTEKİN

D.ALİ GÜLTEKİN

BİZİ ÖNEMSEMEYİN

Geçtiğimiz günlerde gazeteci Ruşen Çakır’ın sahip olduğu internet sitesinin ABD merkezli bir vakıf tarafından fonlandığının ortaya çıkmasıyla yer yerinden oynadı. Ardından, başkaca medya kuruluşlarının ve birçok kurum ve kuruluşunun da aynı fon tarafından fonlandığı belirlendi. 

Chrest Vakfı'nın, sadece medya değil, kadın organizasyonları da dahil, onlarca yapıya yüz binlerce dolarlık yardım yaptığı anlaşıldı.

Bunun dışında bir çok medya kuruluşu ve kurumun Avrupa'daki benzeri oluşumlar tarafından da fonlandığı ortaya çıktı.

Günaydın…

Bu gizli saklı bir şey değil ki…

Yıllardır medya kuruluşları ve sivil toplum örgütleri ABD ve AB fonlarınca desteklenmiyor muydu?. Hatta çoğu kuruluşta fon merkezlerinin logosu bile yer alıyor. Pes doğrusu.

Şu Avrupa ve ABD bizi çok seviyor. Sivil toplum kuruluşlarının ve medyanın güçlenmesi için elinden geleni yapıyor doğrusu. Kıymetini bilmiyoruz bir türlü. 

Açık açık fonlananlar belli. Bir de gizli bir şekilde fonlananlar olduğunu düşünüyorum ben.  Peki, bunlar hiç araştırıldı mı?

Fonlanan medya AB ve ABD çıkarlarının çığırtkanlığını yaparken, fonlanan sivil toplum örgütleri de muhalif basına özgürlük sloganları atmıyor mu? Hangi muhalif, neye muhalif?

Yanlısıyla, muhalifiyle Milli bir medya oluşturamadık bir türlü.

Mesela şu Corona ve Aşı meselesinde kafam bir hayli karışık.

Sağcı, solcu, liberal, dindar. Bütün medyanın aynı şeyleri savunması hiç muhalefet yapmaması size garip gelmiyor mu?

Avrupa’da ve Amerika’da bile muhalif birçok yayın varken bizde bu konuda hiç muhalif ses çıkmaması şahsen beni ürkütüyor. Bu işte bir gariplik var demekten kendimi alamıyorum bir türlü..

Bilen biri açıklasın bana.

Muhalif veya değil bence bütün medyanın, sivil toplum örgütlerinin, hatta siyasi partilerin önü arkası iyice araştırılmalı, ilişkileri gözden geçirilmeli. Eğer bu iş iyice araştırılmazsa sonu nereye varır bilemiyorum.

Bazen amaç ayrı olsa da aynı kaynaktan beslenenler ortaya çıkabiliyor.

Bu fonlama olayı ortaya çıkınca Chrest Vakfı'nın Kurucu Başkanı Lou Anne King Jensen, konuya ilişkin bakın ne söylüyor:

"Kimse bizi hibeler için Türkiye'yi seçmeye ikna etmedi. Türkiye'deki bazı insanlar için buna inanmanın zor olduğunu biliyorum ama gerçekten bu basitçe böyle. Ülkenizde misafir olduğumuzun farkındayız ve bu nedenle oradaki insanların kendi ihtiyaçlarını en iyi şekilde belirleyebileceklerine ve karmaşık zorluklara kendi çözümlerini üretebileceklerine inanıyoruz. Chrest'in Türkiye'de verdiği her hibe, Türkiye'deki insanlar tarafından önerilmiş, tasarlanmış ve uygulanmıştır. Türkiye'deki insanları önemsiyoruz."

Çok komik değil mi?

Bizi önemsiyorlarmış. 

Yahu siz çıkarınız olmasa metelik koklatmazsınız.

Bizi önemsemeyin artık ne olur.

<