Sevgili dostlar, dünyaya geldiğimiz ilk anlardan itibaren öğrenmeye programlanmış olan insan yapısı her iyi ya da kötüyü öğrenmek potansiyelini, içinde bulunduğu ortamla etkileşimi doğrultusunda kullanmak eğilimindedir. Öyle ki çevresel faktörler, doğa ya da sosyal yönüyle herkesi ve her şeyi yönlendirmede etkin rol oynar. Ve de bu çekimin gücünden, etkisinden kurtulmak çok zordur. Yani içinde bulunduğu ortamı taklit etmek psikolojisi insan için en kolay ve uygulanabilir özelliğe sahiptir. Zaten bizler de çoğunlukla bunu yaparız. Bunu yaparken iyi bir ortam ve yaşam koşullarının içinde dünyaya gelmek  doğumla birlikte şans, daha sonraları ise bir tercih meselesidir. 

Doğduğunuz ya da yaşamayı tercih ettiğiniz şehirler İsviçre’nin Zürih, Yeni Zelanda’nın Auckland, Almanya’nın Münih ve Kanada’nın Vancouver kentleri ise zaten mesele yok… 

Ancak ya Avusturya’nın Başkenti Viyana ise, işte şimdi asıl hedefi onikiden vurdunuz demektir.

Değerli okurlar, beş kıtada 231 şehri kapsayan küresel ölçekte  “Mercer Yaşam Kalitesi Araştırması’nın” ( Mercer Human Resource Consulting - Marsh&Mclennan Holding – New York ) sunduğu veriler, 2019 yılında Dünya’nın en yaşanabilir şehirleri sıralamasında Viyana’nın bir kez daha birinci sırada yer aldığını göstermektedir. Bir kez daha diyorum çünkü; söz konusu Başkent bundan önce de tam altı defa en yaşanabilir şehirler sıralamasında birinciliği başka hiçbir şehre kaptırmadı.     ( The Economist Intelligence Unit - EIU tarafından Avustralya’nın Melbourne kenti üst üste 7 kez Dünya’nın en yaşanabilir şehri olarak seçildi. )

O’nu takiben de Zürih, Auckland, Münih ve Vancouver yukarıda adı geçen şehirler sıralamasında artarda geldiler.