BU ANALİZ İÇİN GEÇ Mİ OLDU DERSİNİZ… YOKSA…
BU ANALİZ İÇİN GEÇ Mİ OLDU DERSİNİZ… YOKSA…
Türkiye'de yüzde 78 katılımla vatandaşın oy kullanma işlemiyle gerçekleşen yerel seçimlerde, CHP büyük bir başarıya imza atarak, 47 yıl sonra ilk kez yerel seçimlerde en çok oy alan parti oldu. Anadolu Ajansı'nın paylaştığı sonuçlara göre, CHP büyükşehir belediyelerinin olduğu belediye meclisinde ve büyükşehir olmayan illerde bulunan il genel meclisi oylarında yüzde 34,47 ile zirvede yer aldı. AK Parti ise 32,42 oyda kaldı. Böylece, CHP hem büyükşehir belediyelerinin olduğu illerde bulunan belediye meclisi hem de büyük şehir olmayan illerde bulunan il genel meclisi oylarında birinci oldu
Bu senaryo bize 26 Mart 1989 günü yapılan seçimleri hatırlattı… O seçimlerde de iktidardaki ANAP, “Bize oy vermezseniz eli kolu bağlı iş yapamaz belediyeleriniz olur” sloganları ile seçmeni tehdit etmişti…
Tıpkı bu seçimde olduğu gibi… Seçmen mağdurun yanında olduğu gibi tehditlere de pek itibar etmiyor. 1989’da da etmemişti..
Şimdi şu sorulabilir, seçim bitti, analizi şimdi mi yapılıyor… Yapacağımız iş bugünün analizi değil, dünün sonuçları ve bu sonuçların analizi…
Senaryo aynı olunca ister istemez sonuçta mı aynı olacak diye endişe dilmesi doğal…
Malum tarih tekerrürden ibaret.. 26 Mart zaferdi sonu hüsranla bitti.…
Şimdi düne dönelim, 1989 seçimlerine toplam 7 siyasi parti katılmıştı. seçimlerde, il Genel Meclisi seçimleri baz alındığında % 28.7 oy alan Sosyal demokrat Halkçı Parti (SHP) birinci parti olmuştu. 1984 yerel seçimleriyle karşılaştırıldığında oyları yaklaşık 20 puan gerileyen iktidardaki Anavatan Partisi (ANAP), SHP ve Doğru Yol Partisi'nin (DYP) ardından üçüncü oldu.
SHP, başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere 39 ilin belediye başkanlıklarını kazandı. SHP'yi 16 ille DYP, 5 ille Refah Partisi, üçer ille ANAP (Bitlis, Hakkâri, Malatya) ve MÇP (Elazığ, Erzincan, Yozgat) izledi. 1 ilde de (Tunceli) bağımsız aday kazandı.
111'i 1987'de ilçe olan toplam 115 yerleşim biriminde 42'sinde ANAP, 37'sinde SHP, 30'unda DYP, 4'ünde RP adayları belediye başkanı seçilirken bir ilçede seçimi MÇP, diğer bir ilçede ise seçimi bağımsız adaylar kazandı…
Yani bugüne benzer bir tablo vardı siyaset arenasında.
Politik alanda gençlerin dinamizmi ve yeni dünya görüşü önemlidir ama yerel seçimlerde öncelik tecrübeye ve makamı içselleştirmeye dayanır. SHP’nin bu başarısıyla sosyal demokratların makus talihini yendiğini sanılmıştı…
Ama, yerel yönetim tecrübesizliği ve bu temel noksanlık nedeniyle eş-dost yöntemiyle oluşturulan bürokratik kademede, ANAP’ın gümüş tepside sunduğu iktidarın sarhoşluğuyla, peş peşe yanlışlar yapıldı.
İSKİ skandalı ise yerelde de olsa sosyal demokrat iktidarın sonu oldu.
Sonraları SHP-CHP birleşmesinde de bu sıkıntı sürdü.
Deniz Baykal'ın genel başkanlığında 1995 yılındaki seçimlerden 5. parti olarak çıkan CHP, muhalefet görevini üstlendi. 1999 seçimlerinde ise yüzde 8,71 oy alarak barajı geçemedi ve Meclis dışında kaldı.
Bu sosyal demokrat cephede herhangi bir etki bırakmadı, suç “dış güçlere” atıldı.
2002 seçimlerinde 19,39 ile ikinci parti olan CHP, 2007'de de yüzde 20,88 oy oranı ile yine anamuhalefet partisi oldu.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığı döneminde ise CHP, 2011 seçimlerinde yüzde 25,98 oy alarak AKP'nin ardından ikinci oldu ve ana muhalefet görevini sürdürdü. Bir ölçüde Kılıçdaroğlu CHP’nin oylarını artırmayı başarmıştı..
Yani görüldüğü gibi siyaset 1989’da da , 2024’te de aynı…
Seçmen genel tercihi olan merkez sağ iktidarlara, “Sen git yenisi gelsin” diyor ve yerel bazda ayar çekiyor ve yeni siyasal oluşumlarınsa kapısını aralıyor, talep ediyor…
AKP hızla sona doğru koşuyor, tarihsel süreç bunu gösteriyor… Dinin siyasallaşması deneyimi başarısızlıkla sonuçlandı, yeni umutlar aranıyor…Yani YRP’nin çabaları ne sonuç verecek, merak ediliyor.
Merkeze daha yakın ve uç macera aramayan bir siyasal oluşum mu gelecek yoksa daha marjinal bir yapı mı… Oysa siyaset yorumcularının şimdilerde bunu analiz etmesi gerek..
Merkez sağı, oluşturabileceği varsayılan İYİ Parti, ipe un serdi ve kirli çamaşırları tek tek ortaya dökülmeye başladı…
Meral Hanım veya desteklediği aday AKP ile işbirliği yapar, anayasa değişikliğine destek vererek yeni bir siyasal ve çözümsüz bir maceraya yelken açar mı bilinmez… Ama göstergeler İYİ Parti’nin bu oluşuma kucak açtığı yolunda....
O nedenle, yerel iktidarda biz varız, sarhoşluğunu bir kenara bırakarak, bu gelişmeler karşı pozisyon almak gerek…
Şu unutulmamalı, yerel seçim başarası sadece yerel hizmetlerle sınırlıdır… Ve İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır masalını da bırakmak lazım…
Eğer, öyle olsaydı CHP 2023 seçimlerini kazanırdı… Hoş o seçimde de tecrübesizlik sonucu kaybedilmişti… Kılıçdaroğlu, Sinan Ogan, İYİ Parti ve iç muhalefetin tuzağına düştü, eline gelen fırsatı kaçırdı…
Elbette hata Kılıçdaroğlu’nun,. 13 yıllık genel başkanlığı görece olumlu sonuç vermemiş, dostlarını seçerken hata yapmış…
Çünkü, siyasi tecrübe, sadece yıllarla değil, bilgi ve “hissettirilmeden yaşanan septik yapıyla” kazanılır…
Siyaset satrançtır… Atınızı, filinizi, vezirinizi kaybedebilir son hamle ile rakibinizi şah-mat edebilirsiniz…
Veya tem tersi…
Siyaset zafer sarhoşluğunu kaldırmaz… Çünkü kendisini sol zanneden yeni tür yandaş medya şimdiden “entel ukalalıkla” bu sarhoşluğun, lafazanlığını ve de bilgiçliğini yapıyor…
Bir başarı kazanıldı, onu da heba etmeyin artık…