Bu değişime can dayanmaz
Bilgisayarın başına oturup bugün şu konuyu yazacağım demek zor...
Çünkü o konuyla başlayıp başka bir konuyla noktalıyorsunuz...
İşin sadece görünen kısmı ile yetinmek ve ona göre yorum yapmak zorundasınız...
Çünkü işin ayrıntılarını hiç bir zaman öğrenemiyorsunuz...
Anlatmıyorlar..
Yaptığınız sadece komplo teorisi üretmek veya varsayımlarda bulunmak..
Ürettikleriniz eğer gerçekleşirse şanslısınız...
Bir adım öne gitme şansınız var.. Hatta;
"Ben dememiş miydim" ve "Hani 6 ay önce yazmıştık ya" veya "Saklı gerçeği biz su yüzüne çıkardık" deme hakkınız vardır...
Ve de bununla öğünebilirsiniz..
Öngörüleriniz ne kadar sağlıklıdır…
Eğer bilgi dağarcığınız yeteri kadar dolu değilse, şansınız pek yok demektir...
Bir konu için bir kaç kaynağa başvuracak, araştıracak ve sonra "olmayana ergi formülasyonu" bu fizik-kimya-siyaset-felsefe-sosyoloji denklemini çözmeye çalışacaksınız...
Bilgisayar başına geçtiğinizde, "AB sürecinde Türkiye'nin şansı sıfırlanıyor" diye yazıya başlayacakken, "Mart sonu gelecek yaptırımlar” başlayacak olan" diye ilk cümleyi kuruveriyorsunuz...
Doğru mu..
Bilmiyorum...
Açıkçası artık neyin doğru, neyin eğiri olduğunu bile bilme olanağınız yok.
Her şey öylesine hızlı bir değişim içindeki...
Yani bu değişim derken olumlu bir şeyden söz etmiyorum...
Neyi yazsak şaşırıyoruz…
Şimdi bir korkumuz var: Bu AB’ciler de şimdi bize ceza keseceklermiş..
Bu değişim kararsızlıktan kaynaklanan bir değişim... Anlaşıldı ki; AB konusunda, 32 kısım tekmili birden "AB müktesebatı" konusunda "okeyleşsek" bile sonunda bize hayır diyecekler..
Bu kesin.
Papa Irak’ta Türkiye’ye “pul “ üzerinden ülkemizi bölme mesajı verdi.
Ama pek gürültü çıkmadı, hatta “ciddiye almayalım” mesajları verildi…
ABD resmen açıkladı; KKTC’yi tanımıyoruz, Türkiye Doğu Akdeniz’de olmayacak..
Yanıt yok…
Biz içerde birbirimiz yemekle meşgulüz. Bizim entel dantel şürekadan sadece kem küm geliyor..
Oysa onlar demokrasi anlayışlarını sergilemeliler...
Sosyal devlet tanımından ne anlıyorlar anlatmalılar..
Çok beğendikleri liberalizmin net bir tarifini yapmalılar...
Küreselleşme veya globaleşme ne demektir onu yazmalılar..
Dinsel şovenizm ne demektir bu sorunun cevabını vermeliler...
Dinsel gericilik, milliyetçi gericilik diye bir şey var mıdır, veya tam tersi?0
Biz bunları merak ediyoruz...
Gericilik veya ilericilik simgeleri var mıdır veya simgeler konusunda ne düşünüyorlar bunları deklare etmeliler...
Kendi yaptıklarına karşı çıkılması, "anti demokrat" bir tavırsa, bu tavrın aynı zamanda "demokratik bir karşı duruş" olabileceği görüşünü düşünebiliyorlar mı?
İtiraz kültürünün bir demokratik gereklilik olduğuna inanıyorlar mı?
Kendilerine karşı çıkan her kes ya "faşist" ya da "kominist" midir...
Eğer kendiniz entelektüel olarak kabul ediyorsanız "İnsan siyaseten düşünen bir hayvandır" vecizesine inanıyorsanız "kendi siyasi görüşlerinizi açıkça deklare etmek zorundasınız.
Edemiyorsanız, bunu "global emperyalizme kayıtsız şartsız teslim olarak" nitelendirebilir miyiz?
Aslında bu soruları uzatmak mümkün...
Bunları öğrenmek istiyoruz...
Bizi bilginizden mahrum bırakmayınız lütfen..