BU İZZETİ İKRAMA
Hoca Ramazan ayı vaiz olur bir köye
Hoşgörüyle karşılar halk, muhtar, aza, üye
Köylü sıraya durur "Hoşgeldiniz" diyerek
Kimi dille selamlar, kimi başın eğerek
Köyün muhtar kişisi hocayı konuk eder
Madem ki ben muhtarım, önce sıra bende der
Hoca her gün bir eve davetli konuk olur
Öyle rahat eder ki gönlünce huzur bulur
Hoca her bir köylüye dostça yakınlık sağlar
Sevgi yumağı olur halkla bütünlük bağlar
Hoca her tür konuda köylüyü aydınlatır
Bilenler bilmeyene dilden dile anlatır
İple çeker köylüler akşamın gelmesini
Dinledikçe severler hocanın hoş sesini
Öyle çabuk geçer ki, su gibi akar günler
Hoca gidiyor diye muhtar köylüye ünler
Hoca bir halka bakar bir de kaldığı köye
Hüzünlü bir şekilde tersten biner eşeğe
Eşeğe ters binmeyi köylüler merak eder
Bu izzeti ikrama sırtımı dönemem der
XXXXXXXXXXXXXXXX
ET BUYSA KEDİ NEREDE ?
Hoca pazara gider, bazı şeyler satmaya
Aile bütçesine birkaç akçe katmaya
Varır pazar yerine bir köşeye kurulur
Şansı da iyi gider hemen müşteri bulur
Kazanma hevesiyle doğru kasaba gider
Canım et istiyor der, iki okka tart da ver
Alır kasaptan eti, yola çıkar köyüne
Neşeyle selam verir rastlayıp, gördüğüne
Hoca köye dönünce hanım çıkar kapıya
Al şunu yahni yap der, yiyelim doya doya
Hanım der yemek yaptım bugün yiyelim onu
Eğer kısmet olursa yarın yapayım bunu
Yemeği yer yatarlar gün ışır sabah olur
Hoca gider bostana, hanım ı evde kalır
Hanımı komşulardan birkaç kadın çağırır
Yahni olacak eti tencerede kavurur
Hoca akşam üzeri bostandan yorgun döner
Getir bakalım hanım, bizim yahni nerde der
Hanımı oflar puflar yalancıktan üzülür
Hoca sebep sordukça kedi suçunu bilir
Ben çeşmeye gidince kedi içeri girmiş
Geldim baktım yalanır, onca eti bitirmiş
Hoca kediyi tutar dengeler dirhem ile
Yaklaş da gözünle gör ala yetme benimle
Bak, kedi iki okka, yediği et aynıydı
Tarttığım et olsaydı, kedi olmamalıydı.