Bu kayda geçe…
Seçim bir adım ötemizde…
Sözde yerel seçim… Ancak yerel adaylar ortada yok…
Adaylardan sadece kişisel yapıları ile ilgili bir kıyaslama var…
Ankara’da Yavaş-Özhaseki tartışması…
CHP’nin adayı olduğu iddia edilen ama seçim afişlerinde partisinin logosunu bile kullanmayan, “ülkücü-sosyal demokrat(!)“ Mansur Yavaş ile AK Parti’nin Kayseri’den devşirdiği sülalesi Ankaralı olduğu iddia edilen Mehmet Özhaseki arasındaki kayıkçı kavgası…
Kimi anket sonuçlarına göre; Mansur Bey oyları silip süpürmüş, Mehmet nal topluyor…
Kimi anketlere göre kararsız görünen seçmenin çoğunluğu Ak Partili, elbette onlar sandığa gidecek ve Mansur Bey’i yeniden Beypazarı’na gönderecek… Denilene göre, Mansur Bey’in kaderi de Kemal Kılıçdaroğlu’na dönecek yani; yenile yenile, direne diren siyaseti bırakacak…
İzmir’de CHP’nin adayı Tunç Soyer’de baba kurbanı… Oda ülkücü suçlamasıyla karşı karşıya ama bu kez iş tersine babası sıkı yönetimin haşin başsavcısı olduğu yıllarda MHP’lilerin ceza alması için büyük uğraş vermiş… Tunç Bey’in savunucuları ise garip bir gard alıp “ama baba Soyer Fetullah hakkında da ilk davayı açan savcı” diyorlar…
İzmir’in Ak Partili adayı Denizli’den transfer eski bakan Nihat Zeybekçi ise ilginç bir söylemle girdi yarışa; dedi ki, İzmir AK Partili olamaz ama AK Parti İzmirli olacak…
Ve sonra ekledi; AK Parti içinde de rakı içenler elbet var…
Yani İzmir ve Ankara’da partiler pot üstüne pot kırıyorlar…
Bir tek İstanbul sessiz ve sakin…
İstanbul’un CHP’li adayı İmamoğlu, köken olarak muhafazakar.. Beylikdüzü’nde müteahhitlik yaparken MHP’den transfer CHP’li delegelerin ise önce aday oldu ve İstanbul’un en yeni modern yüzü olan Beylikdüzü’ne belediye başkanı seçildi…
Beylikdüzü Hüseyin Yıldız Bey’in temellerini attığı İstanbul’un en modern köşelerinden biri..
Yüksek katlı binaları geniş bahçeleri ile çağdaş kentçiliğin güzel bir örneği Beylikdüzü.
Hazır bir kent yani…
Bu modern yapılanmayı eski belediye başkanları dejenere etmek için büyük çaba harcadı.
Kentin olağanüstü modern ve kullanışlı yapısını bol yeşil alanlarını talan etmeye çalıştı..
Ahali direndi kentini kurtardı…
İmamoğlu bu kentte bir müteahhit, Kente eklenen yeni bölgeler yani Güngören ve Yakuplu’nun geri kalmış bölgeleri de daha önceden modernize edildi…
Ama birileri Kılıçdaroğlu’na bu kenti İmamoğlu böyle yaptı demiş olacak ki, bir umut diye İstanbul Büyükşehir’e başkan adayı yaptı..
Söylentiye göre, Ekrem İmamoğlu, CHP’de Kılıçdaroğlu’nun varisi..
Milletin ağzı torba değil ki…
AK Parti ise İstanbul’a en ağır topuyla girdi…
Binali Yıldırım, İstanbul’u en iyi tanıyan aday..
Ama onun da şansızlığı AK Pari’nin son yıllarda İstanbul’da yıpranmış olması…
Yine de en şanslı aday olarak o gösteriliyor…
Bu seçimin en ilginç noktası ise yerel seçim olması değil…
Seçim arenasında sadece iki figür var…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu…
Bu assolistlerin alt kadroları da aynı kökenden geliyor… İkisi de ülkücü camiayı temsil ettiklerini iddia ediyor…
Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim arenasında yüksek performans sergilerken, Kemal Bey pek formda gözükmüyor…
Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin iktidar yorgunluğunu ve yıpranmışlığını kişisel üstün performansı ile örtüyor ve tek rakip olarak Kemal Bey’i görüyor…
Kemal Bey ise AK Parti’nin yorgunluğunu bildiği için mülayim bir eda ile yarışı sürdürüyor…
Şu kesin.
Seçimi Kazanan Belediye Başkanı o kenti yönetmeyecek…
Görünen o ki; belediyeler artık genel merkezin talimatıyla iş yapacaklar..
Çünkü mevcutlar ve daha öncekiler hep başarısızdı…
Bakalım sandıktan kim çıkacak. Erdoğan mı, Kılıçdaroğlu mu.
Son bir not; eğer Cumhur ittifakı yüzde 52 barajını aşamaz ise Türkiye’de ciddi ve sert bir tartışma başlayacak ve ipler çok gerilecek..
İşte o zaman Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi fena halde yara alacak…
Bu böyle kayda geçe…