BÜTÜN 20 TEMMUZ'LAR BENİM AŞKIMDIR
Nedense insan anıları ve acılarıyla buluşunca, 20 Temmuzların kıymetini
daha iyi anlıyor. İşte o “kıymet bilmenin” adı “AŞK”tır.
Hiç insan 20 Temmuz’a aşık olur mu?
Bal gibi de olur bence...
-Şayet yıllarca kurşunlar altında bir yaşam sürmüşsek...
-Şayet özgürlük için ölümüne cephede savaşmışsak...
-Şayet kardeşlerimiz ve en yakınlarımız katliam çukurlarında
katledilmişse...
-Şayet banyo küvetinde masum anne ve yavrular EOKA’nın acımasız
kurşunlarından delik deşik olup öldürülmüşse...
-Şayet Türk köylüleri köyden kent girişinde Rumların işkence
kuyruklarında mahvolmuşlarsa...
-Şayet eviniz düşman tarafından yakılırken eşinizin gelinliği gardrobun
üzerinde asılı kalmışsa...
-Şayet evlatlarınız kurşun yağmurları altında okulsuz ve eğitimsiz
kalmışsa...
-Şayet binlerce göçmen kışın kırıcı soğuklarında Hamitköy sırtlarındaki
göçmen çadırlarında bir ömür törpülemişse...
-Şayet yaralılarınızı ve hastalarınızı tedavi edecek bir hastaneniz yoksa
ve tütün fabrikasından bozma bir binayı hastaneye dönüştürüp insanları balya
vinçleri ile ameliyathaneye görürmek mecburiyetinde kalmışsak...
-Şayet araba akülerinden ve telefon ahizelerinden, iletişimsizlik yüzünden
bir radyo yaratmak zorunda kalmışsak...
-Şayet güneyde kalan Taşkentli kardeşlerimizin toplu halde kurşuna
dizilişleriyle mahvolmuşsak...
-Şayet elli yıl önce sokaklardan toplanıp meçhul yerlerde kurşuna dizilen
ve meçhul çukurlara gömülen insanlarımızın kemikleri şimdi bize geri
geliyorsa...
-Şayet kayıp çocukları hep baba özlemi ve ızdırap içinde bir ömür
geçirmek zorunda kalmışsa...
-Şayet TMT diye bir örgüt olmasa ve 21 Aralık 1963’te düşmana karşı
cepheleri tutmamış olsa...
-Şayet var olmak için Mehmetçik 20 Temmuz’la beraber acılarımıza son
vermiş ve bize özgür bir vatan armağan etmişse...
İŞTE BEN ONUN İÇİN HER 20 TEMMUZ’A AŞIĞIM!
Bütün bunları yazdıran acılarımızdır. Bütün bunlardır bize yürek yürek
şiir ve kitap yazdıran.
2
Nedense büyük güçler hala bir çözüm peşinde koşuyorlar. “Kıbrıs’ı
birleştirin” diyorlar. “Şayet Kıbrıs birleşirse mutlu olacaksınız” diyorlar.
Diyorlar babam diyorlar...
Gerçek olan o değil mi ki, bizim mutluluğum 20 Temmuz’la başladı... 20
Temmuz’la yeniden dünyaya doğduk.
Gerçek o değil mi ki, bizim acılarımız 20 Temmuz’la son buldu.
Bugün hangi Türk’e sorarsanız sorunuz!
“Bölünmüş bir Kıbrıs’ta, kuzeyde özgür topraklarınızda mutlu
musunuz?” diye.
Eminim... Mutlaka tümü de size “Mutluyuz, hem de çok mutluyuz”
diyecektir.
Bakmayın siz savaş görmemiş ve savaşı yaşamamış, göç hayatını bilmemiş
bazı hayalci gençler “Birleşik Kıbrıs” saçmalığının peşinden koşuyorlar. O
gençlerin sayıları sanıldığı kadar çok değildir. Ama mide bulandırmaya devam
ediyorlar.
Eminim Rumların çoğunluğu, kesinlikle “Birleşik Kıbrıs” anlayışına onay
vermeyeceklerdir. Çünkü yıllarca bütün dünyayı “Kıbrıs sorunu 1974’te
başladı” yalanlarıyla aldatan Rumlar Türk tokadını yeyince, anladılar
insanların kaybolmasının ve savaşta yok olmanın ne demek olduğunu.
Halbuki Kıbrıs sorunu, Rumların ENOSİS saçmalığı yüzünden yapmış oldukları
plebisitle başlamıştı.
Kiliselerde verilen vaazlarda, dini konuşmalarda hep ENOSİS vardı. Bizler
ise “TAKSİM” savıyla meydanları doldurmuş ve mutlu bir vatan yaratmanın
sevdasında yanıp tutuşmuştuk.
Allah Anavatan’ımıza ve Türk askerine kuvvet versin. Onlar varsa, biz de
varız. Anavatan’ın garantisi değil mi bizi mutlu ve güvenli kılan.
İşte onun için ben bütün 20 Temmuzlar’a aşıkım...