Büyük düşüncelerle yaşamak
İnsan var küçük dünyasında yaşar. Küçük şeylerle meşgul olur ve kendi küçük dünyasında saadeti yakalar. İnsan var dünyaya değil, dünyalara sığmaz. Kimisi tarihi taş parçalarıyla, metal, madeni paralarla, keağıt banknotlarla, pullarla, çiçek yapraklarıyla, kibrit ve benzeri eşya toplamasıyla hayatını doldurur.
İnsan bu, çeşit çeşit huy ve fıtratta yaratılmış. Kimse kimseye benzemez ama herkes birbirinin aynıdır. Çelişkiye bakar mısınız? Hayatın tamamı çelişkilerden müteşekkildir.
Xxxx
Herkesin olabilir. Kimi zaman ayaklarını bastığı yeri görmez ama, kehkeşana, samanyoluna ait yıldızları görür. Adam var insanı, adam var keainatı, adam var Kur’anı okur. Her üçü de okunacak nesnedir.
İnsanları yönetmeyi sanat edinmiş insanlar da tanırız. Bir dostum var. Zekeasıyla, irfanıyla, hoşgörüsüyle bir harika insan. İnsanları yönetmesini öylesine bir dereceye ulaştırmış ki, artık yönetmek onun oyunu, kendisi de bir yönetme oyuncusu haline gelmiş. Çevresindeki insanları yönetirken, onlarla oynuyor ve bu oyundan büyük zevk alıyor.
Xxxx
Mutlu olmayı bilmeyen insanlar da tanırız günlük hayatta. Güzel bir mekeana gidilir. Kır içinde, yeşilin dünya cennetinde bir yerdir. Masalar beyaz parlak örtülerle kaplanmış, porselen tabaklar, gümüş çatal bıçaklarla servis açılmıştır. Masada vazoda bir demet çiçek, çeşmi bülbül sürahide su, ve kıristal bardaklar hazır beklemektedir. Garsonlar hizmette kusur yapmaktan uzak. Ama yanınızdaki yere düşen bir çatalın sesiyle konuşmaya başlar, vazodaki çiçeklerin bayat olduğundan çıkar. Tüm güzellikler bir iki küçük kusurun okyanusuna feda edilir. Kendisi mutsuz olduğu gibi yanındakileri de mutsuz eder. Mutlu olmak içn yüzlerce sebebi görmeden, mutsuz olmak için pertavsızla kusur bulmak da bir yetenek olmalıdır.
Xxxx
Takıntı diyebilir kimileri, kimileri de daava der. Meselsi olan insanlar da sadece mesele haline getirdikleri konulara alıcıdırlar. Yemekten önce elerlin yıkanması tavsiye ediliyor. İslam dininde bir Peygamber tavsiyesidir. Bu hadis şerif ve sünnet kişinin sağlığı ile ilgilidir. El yıkamaya nereye gider insanlar. Lavaboya. Lavabo ne, nereden çıktı bu kelime. Defi hacet etmek için de WC’ye gider insan. WC nereden çıktı? Elleri yıkamak için musluğa,, çeşmeye, defi hacet için helaya gitmek vardı. Neden değişti kimse bilemez. Ya da değişince ne oldu? Şimdi defi hacet eden insanlar WC’ye gidince daha kaliteli, nitelikli defiyatta mı bulunuyorlar. İsimler değişince hakikat değişmediğine göre, bu kelimeleri durmadan değiştirmek ve firenkleştirmek neyin nesi derseniz, bilen olduğunu sanmıyorum.
Xxxx
Eskiden esnaf, tamirat ve imalat yapan esnaf kapısına, camekeanına bir levha koyardı. Şu iş itina ile yapılır. Herkes itina kelimesinin ne anlama geldiğini bilirdi. Sonra birileri itina kelimesinin eskidiğini, modaya göre artık özen demeye başladı. Zamanla bu kelime ağızlarda sıklıkla telaffuz edilmeye başladı. Bir sakıncası yok. Ama ne kazandık diye bir hesap yapmakta yarar var. Özeni getirirken itinayı da muhafaza edebilirsek, eskiden tek hamalımız vardı bu anlam için artık iki kelimemiz var, daha kelime zengini olduk denebilir. Ama özeni kullanıma koyarken itinayı tedavülden kaldırdıysak bir kazancımız yok demektir.
İşte böyle. Kelimelere de takabilir insan, güzele de. Ahlaka da, imana da, taşa da, metal paraya da pula da. İnsan oğlu zihnini bir şeyle meşgul ettiğinde zanneder ki dünyanın, hayatın en önemli meselesi odur. Yanılır elbette. Sadece kendisi için doğrudur. Ama başka insanların da başka önemli konuları, öncelikleri vardır.
Xxxx
Her insan öyle ya da böyle hayatını bir şeylerle meşgul olarak doldurur. Kimin meselesi daha değerlidir, kimin meselesi daha basit ve değersizdir, buna karar verecek bir merci yoktur. Bana göre hayatta en önemli mesele Allah’a onun istediklerine uygun yaşamaktır. Böyle derken, başka türlü yaşadığım anların miktarı az mı derseniz evet diyemem. Hay ismi tecelli ettiğince üzerimde, hayatın bütün kanunları da icra edilecektir. İmanım kadar nefsim de pay sahibi hayatımda.