CEVDET TÜTÜNCÜ

CEVDET TÜTÜNCÜ

CAATSA

Sevgili dostlar, uluslararası siyaset, her devletin kendi çıkarlarını gözetmek adına adeta kıran kırana mücadele verdiği bir arena olmakla, diplomasi tecrübesi isteyen ve ustaca uygulanan taktiklerle başarılı olmayı gerekli kılmaktadır.

Ülkelerin fiziki ve coğrafi konumlarını göz önünde bulundurarak öncelikle egemenliğini sürdürmesi ve refah seviyesinin yükselmesi için ekonomik çıkar elde etmek ve de teknolojik gelişmesini sürdürebilmesi, hepsi ama hepsi diğer devletlerle kuracağı ilişkilerde önem arz etmekte.

Öylesine hassas bir konu, yalnızca Türkiye için değil fakat, bütün ülkeler için kendine özgü dış ilişkilerinde muhafaza edilmesi gereken bir dengenin, çözümü zor olağan dışı bir durum ortaya çıkmadıkça korunması prensip olarak kabul edilmiştir. 

Bu çerçevede;

 Asya, Avrupa, Afrika kıtalarının kesiştiği bir noktada ve en kısa yoldan sıcak denizlere ulaşacağı konumundaki Rusya’yla komşu, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da mevcut enerji kaynaklarına diğer batılı ülkelere nazaran yakınlığı, üç tarafının denizlerle çevrili ve doğal kaynaklarıyla Türkiye hassasiyeti, özellikle batılı ülkelerde kendisini her zaman göstermektedir.

Jeopolitik konumu daha az özellik arz eden başka ülkeler dahi bir takım tedbirlere başvururken, Türkiye’nin ulusal güvenlik ve toprak bütünlüğünü korumak için gereken tedbirler almak istemesinden daha doğal bir şey olamaz. 

Türkiye özellikle hava savunma sisteminde oluşan açığını gidermek amacıyla, PATRİOT füzelerini almak için uzunca bir zaman uğraşmak zorunda kaldı. Ancak kendisi de bir NATO ( North Atlantic Treaty Organization – Kuzey Atlantik Asamblesi ) üyesi olan ABD’nin söz konusu füzeleri satmaya yanaşmaması Türkiye’yi yeni arayışlara yöneltti ve sonunda Sovyet yapımı S – 400 füzeleri Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterinde yer aldı.

Değerli okurlar, yapım aşamasında programda yer aldığı ve parasını ödediği halde F – 35 savaş uçaklarının  teslim edilmesini askıya alan ABD, S – 400 füzelerinin aktive edilmesi halinde Türkiye’ye yaptırım uygulanmasıyla ilgili bir kararı 2019 dan bu yana Kongre’de zaten gündeme almıştı. Şimdi ise ABD Başkanı Donald Trump söz konusu kararın altına giderayak imza atmakta sakınca görmedi.

Kısaca CAATSA ( Countering America’s Adversaries Through Sanctions Act. ) olarak bilinen yaptırım kararları, Amerika Birleşik Devletleri’nin hasımlarıyla yaptırımlar yoluyla mücadele etme yasası olarak nitelendirilmekte ve de genel bir bakış açısıyla Rusya, Çin ve Kuzey Kore gibi ülkeleri hedeflemektedir. Yani NATO’ya dahil olmayan ülkeleri…

İşte işin ilginç yanı da burada ortaya çıkıyor zaten. İlk kez NATO üyesi olan bir ülkeye, Türkiye’ye böyle bir yaptırım uygulanmasının ne denli isabetli bir karar olduğunu anlamakta zorluk çekiyor insan !..

Esen kalın.

<