MÜJGAN SUVER

MÜJGAN SUVER

Çağdaş Gençler (1)

Son yıllarda çalıştığım sivil toplum kuruluşları içinde ve katıldığım toplantılarda birçok kadın erkek genç insanla tanıştım. Bu genç insanlar benim zamanımın gençliğinden elbette ki çok farklı. Ama esas ilginç olan, on yıl önceki gençlikten de çok farklı olmaları.

Onlar on yıl önceki gençler gibi takıntılı değiller. Sağına soluna bakıp görmesini önleyen, söylemlerle uygulamaların arasındaki, tutarsızlıkları fark etmesini engelleyen, o at gözlüğü misali siyasi körlükten, o düşünce tembelliğinden çoktan kurtulmuşlar.

Kadın erkek arasındaki ilişkiler, çoktan geleneği aşıp medeni toplumlara ulaşmış. Eşitlik, karşılıklı sevgi, saygı çerçevesinde gündelik yaşam paylaşılmış. Özgürlük, bağımsızlık, düşüncelerini söyleme cesareti ve kendi ayakları üzerinde durma kararlılıkları vazgeçilmezleri.

Artık sınır tanımayan gençlik, neyin doğru neyin yanlış olduğunu çok iyi görüyor. Bir zamanlar saflarında koşturup inançla mücadele verdiği siyasi görüşün geldiği noktayı görüp "süper devlettik, süper market olduk" diyebiliyor.

Bir tarafın kuruluş değerlerimizi, diğerinin dini inançlarımızı pazarlayarak, kaptırmak istemedikleri koltukları, köşeleri, aslında çıkar çatışması için kullandıklarını anlıyorlar. Demokrasinin olmazsa olmazları olan "şeffaflık, hesap verebilirlik, katılımcılık, eşitlik" gibi değerlerin yerini, "itaat, biat, ihanet, haddini bil" gibi sözlerin aldığını görüyorlar.

Gelinen noktada farklı siyasi görüşlerinden farklı sınıflardan ve bölgelerden gelen akıllı ve bilgili gençlik, aralarında var olan görünmeyen duvarları, konulan engelleri yıkmasını biliyor. Şimdi bir arada olabiliyorlar. Birbirilerini anlıyorlar. Gerçekleri, olup bitenleri görüp, karşılıklı esprili yorumlar getirebiliyorlar.

Ama henüz yapamadıkları bir şeyler var. Dağınıklar ve yalnızlar. Herkes kendi sorunlarına kendince çözüm arayışında. Yurtiçinde ya da yurtdışında kendi çizgisinde yürüyüp, yaşamını sürdürmeye çalışıyor ve bekliyorlar.

"Beklediğiniz ne?" diye soruyorum. "Bunun böyle devam edemeyeceğini görüyoruz, biliyoruz" diyorlar. Eninde sonunda içimizden biri çıkacak. Ve bugün ayrı yürüdüğümüz yolları birleştirecek.

(Devam edecek)

<