MÜJGAN SUVER

MÜJGAN SUVER

Çağdaş gençler (2)

Yüreğimden gözlerime taşan umut ışığının ve gururun ne kadar farkına vardılar bilemiyorum. İçimde uyanan bu duygu, baharın müjdecisi tomurcuklar kadar sabırsız. Yaşadıkça görüyorum ki bu vatanın toprağı ve bu toprakların insanları, yediveren üzümleri gibi bereketli.

Günümüz siyasetçileri ne yazık ki bu olguyu görüp değerlendiremiyor. Onlar hala eski tas eski hamam misali, kendi tekerlemelerini, şiirlerini söylüyorlar. Aynı ezberleri okuyarak bu devranı döndüreceklerini, akan zamanı durduracaklarını, insan zekâsını donduracaklarını sanıyorlar. Yalnız o kadarla kalsa yine iyi. Amire, memura ve de tarikatın sesi bir yayın organına hoş görünüp makam kapma sevdasına, girmedikleri kalıp, giymedikleri kıyafet kalmıyor. O kareli ceket mi giydi, hepsinde kareli ceketler. Yelek mi giymiş, hepsinde yün yelekler. Bıyık mı bırakmış, …

Ya liyakatli ve akıllıdır diye YÖK Başkanlığına oturtulmuş bir kişinin söylediği, "kadın erkek eşitliği bizim toplumuza uymaz" sözlerine ne demek gerekir?

Anlaşılan o ki, devletin en yüksek makamlarında oturan ve halkın ödediği vergilerle maaşı ödenen bu kişi; ne "ben insanları kadın ve erkeklerden yarattım" diyen Tanrı sözünü, ne "kadın ve erkekler eşit haklara sahiptir" diyen T.C Anayasasının 10. Maddesini, ne de Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosu’nun onayından geçmiş, kadın ve erkekler arasındaki her türlü ayrımcılığı yasaklayan "BM- CEDAW" kararlarını,  hiç mi hiç duymamış. Tutuyor üniversitelere gönderilmiş olan "Yüksek Öğretim Kurumları Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi"ni durduruyor. Neden? Kendini siyasi baskı altında mı hissediyor? İdraki, bilgisi mi eksik? Yoksa günlerdir bu projenin aleyhinde yayın yapan ortaçağ zihniyetinin etki alanından mı korkuyor?

Düşüncesizce söylenmiş olan bu "toplumsal cinsiyet eşitliği bize uymaz" sözü, "bizim toplumsal değerlerimiz, kadını insan olarak görmez" demekle eş anlamlıdır. "İnsan hakları, medeniyet, demokrasi, kalkınmış ülke, akıl ve bilim, insan olmak" bize uymaz demektir. Bir YÖK Başkanı bunu nasıl idrak edemez? Ve nasıl bütün bir Türk toplumuna böyle bir "suçlama" yapabilir.

Bu toplumda kadınların eşit insan yerine konulmayıp, erkeklerin insafına ve adaletine terk edilmek istendiğinin idrakinde olan bütün kadınlar ayakta. İnsana, kadına saygısı olan bütün erkekler ayakta.

YÖK Başkanı hala koltuğunda oturuyor. Siyasi irade, ülkenin "Beka" sorunu vardır diyen milliyetçiler sus pus! Asıl "Beka" sorununun," bir toplumun insanlığın dışında kalması"  olduğunu göremiyorlar!

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin, geri kalmış toplumların bütün sorunlarının enine kesitinde yer aldığını anlamak için daha kaç sene geçecek acaba?

<