ÇANAKKALE
Sevgili dostlar, Türkiye Dünya’nın en güzel ülkesi derken, bu güzel ülkenin her yanı birbirinden güzel yöreleri var. Eğer gezmeye meraklı ve yeterli zamanınız varsa bunları bizzat yerinde görerek hayran olmaktan kendinizi alamazsınız.
Misafirperver insanları, doğal güzellikleri, yöresel ürünleri ve başka ülkelerde görülmesi mümkün olmayan Kazdağları’ndaki endemik bitki örtüsüyle hayran bırakan Çanakkale’ye, stratejik önemi tartışılmaz olan Boğazı da eklenince bu durumu gözünden kaçırmayan yalnızca bizler olmadık.
M.Ö. 3000 yıllarından daha eskilere gidildiğinde Dardanos Kenti’ni (Dardanel) kuranlar bu yörelerin güzelliğini keşfettiklerinde söz konusu tarihten 100 -150 yıl kadar önceydi.
M.Ö 3000 yıllarında I. Troya Kenti kurulduktan sonra bu yöreler, Sparta Kralı Menelaus’un güzelliği dillere destan olan karısı Helen’i kaçırarak tarihte yaşanabilen en dramatik savaşa (M.Ö 1190-1180 Truva’lar ile Akalar arasında) neden olan Truva Kralı Priamos’un oğlu Paris’in de ülkesiydi.
Paris’in bu hatasını kendi canıyla ödeyen ağabeyi Hector’un da..
Söz konusu savaş daha sonraları ünlü Yunanlı Tarihçi Homeros’a İlyada ve Odesa Destanlarını yazma ilhamı verecekti.
Çarpışmanın en hararetli anında Paris’in uzaktan attığı okla topuğundan vurularak ölen gelmiş geçmiş savaşların en ünlü kahramanı Akhilleus’un (Aşil – Tıpta adlandırılan Aşil Tendonu – Ayak bileğinde topuk kemiği ile baldır arasındaki bağ.) ölmesi kaderinin yazıldığı yerler de yine bu topraklardı.
Aynı bölge sırasıyla Lidya’lılar ( M.Ö. 7. Yüzyıl ), Persler ( M.Ö. 5. Yüzyıl) ve hatta Makedonya Kralı Büyük İskender’e (M.Ö. 334) bile ev sahipliği yapmıştır.
Bergama Krallığı, Roma ve Bizans’lıların bölgede uzun yıllar süren varlığından sonra 1452 yılında Fatih Sultan Mehmet (1342-1481) şehre bu günkü adını veren çanak şeklindeki kaleyi yaptırarak Osmanlı İmparatorluğu hakimiyetine almıştır.
Değerli okurlar Çanakkale, bunca büyük olaylara sahne olan eşsiz tarihine rağmen yine de sona ermeyen bir dram ve kahramanlık kaderini 1. Dünya savaşında bir kez daha yaşadı. 28.Temmuz 1914 de başlayan 1. Dünya Savaşı sonunda galip gelen İtilaf Devletleri ( İngiltere, Fransa, Çarlık Rusyası, İtalya) Osmanlı İmparatorluğu’na ait olan bu toprakları işgal etmek üzere harekete geçtiklerinde, aşmak zorunda kaldıkları ilk engel Çanakkale olmuştu.
Ancak Sparta Kralı Menelaus’un karşısında fethedilen Truvalılar, Büyük İskender’in karşısında yenilen Persler olmasına karşın İtilaf Devletlerinin karşısında Türkler vardı.
“Çanakkale geçilmez” dedirten öyle bir savaş ki, kurşun sıkan ama birbirlerinin şehitlerinin taşınmasına yardım eden, karşı sipere içmesi için sigara paketi atan düşman askerlerin savaşı!..
Bilmediği tanımadığı bir ülkeye savaşmak için gelerek ölenlerin o ülkenin koynunda kendi vatanındaymış gibi yatanların savaşı!..
“Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!”
(ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE – M. Akif ERSOY 1873-1936)
Mısralarını yazdıranların savaşı!..
Dost – düşman ayırt edilmeden savaşa katılan bütün ülke kahramanlarını her yıl 18 Mart’ta gurur ve hüznü bir arada yaşayarak kutlayanların savaşı!..
Bize bu gururu yaşatanlara minnet ve selam olsun..
Mekanları Cennet olsun.
Esen kalın.