ZAFER BENGİ

ZAFER BENGİ

CDS, midies size ne?

Uyuz oluyorum bizi, ülkemizi, önemli şirketlerimizi değerlendirmeye çalışan yabancı kuruluşlara...

Size ne kardeşim bizim durumumuzdan?..

Para veriyorsanız verin, vermiyorsanız nereye giderseniz gidin...

Biz memnun olmasak da, sıkıntılarımızı size yansıtmayız...

Derdimizle kavruluruz...

Yok “CDS”miş...

Yok “Kredi Notu”ymuş...

Yok “Derecelendirme”ymiş...

Biz halkımızın “rıza”cı, “kader”ci bakış açılarıyla hayatımızı idame ettirmeye çalışıyoruz...

Halkımız, dertlense de, biz onlara, olmayan “Bardağa dolu tarafından bakın” diyerek, “cambaza bak cambaza” nakaratını söylüyoruz...

Onlar bunları yemeseler de, yediğini zannediyoruz...

Anlayacağınız, sahnemizi şenlendirerek “lay lay lom” yapıyoruz...

Daha doğrusu, kafalarımızı ekonomi, yaşam şartlarıyla doldurmamaya çalışıyoruz...

Varlığımız, sallansak da ayakta durmamız bize yeter” diyoruz...

Aç kalsak da “şükür etme”sini biliyor, dualarla karnımızı doyurmaya çalışıyoruz...

Zaten dünya bizden beter, bizi kıskanıyorlar” demiyor mu, bizi yönetenler?..

Allah, bir kolayını verecektir” düşünce tarzı ile çaba da sarf etmiyoruz...

Rıza”cı, “kader”ci halkımız demokratik hakkını kullanarak, önüne konulan sandıkta gereken dersi mutlaka verecektir...

Boşuna mı denilmiş...

Sessiz atın çiftesi sert olur” diye...

Bu halk kim olursa olsun, sandıkta vicdanının sesiyle hareket eder...

Aklını emanet edenleri, kiraya verenleri elbette kastetmiyorum...

***

Kitaplar, çok güzel sözlerle dolu...

Okunarak aydınlanmak, dünyanın en güzel işi...

Yeter ki, beynimiz, derinlemesine düşünsün...

İşte beğendiğim anekdot...

Amerika devletinin kurucularından MadisonHamilton ve John Ray’ın birlikte kaleme aldığı “Federalist Makalelerinde bakın neler yazmışlar:

İnsanın insanı yönetmesine dayalı bir devletin çatısını oluşturmada en büyük zorluk şuradadır: Önce devlet yönetiminin yönetilenleri kontrol etmesini sağlamak gerekir. Bir sonraki aşama ise devleti, kendini denetlemeye mecbur bırakmaktır.

Bu sözün ilk cümlesi, yani, “ Önce devlet yönetiminin yönetilenleri kontrol etmesini sağlamak gerekir”, yönetime gelir gelinmez hemen uygulanır...

Bizi seçtiğiniz için yapacaklarımızı peşinen kabul ettiniz” der gibi...

Cümlenin mütemmim cüzi olan, “Bir sonraki aşama ise, devleti kendini denetlemeye mecbur bırakmaktır" tüm yönetenlerimiz hemen unutur...

Çünkü, kimse denetlenmeyi istemez...

Ne olur olmaz?” diye...

Zannetmeyin, bir tek bizim böyle yönetildiğimizi?..

Devlet yapısını her yönüyle kontrol altında tutmaya çalışan mekanizmalara sahip ülkelerin yöneticileri “denetlenmek”ten mutlu değillerdir...

Fırsatını bulsalar, çıkış yolu görseler, bu yöne mutlaka saparlar...

Bizim gibi ülkelerin varlığında zaten yerleşmiş olan bu görüş, arada bir sessiz homurdanmalara neden olsa da, sonuç almak, ancak sandıkta olabiliyor...

O da, hakkıyla yapılacak seçimlerde!..

Yalan dolan, çalma çırpma olmadan!..

<