Çeşitli
Yeniçağ Gazetesinde Hulki Cevizoğlu, bir meseleye takmış. Bektaşi tarikatının bir gerdanlığından söz
ediyor. 12 köşeli bir taş. 12 İmamı temsil ediyormuş. Laik bir devlette bir tarikatın gerdanlığı neden
100 liralarda kullanılmış. Türkiye Cumhuriyetinin verdiği ve yabancı ülkelere giriş sağlayan
pasaportlarda da bu 12 köşeli taş varmış. Türkiye cumhuriyeti kurulurken Bektaşilik ile Türklük özdeş
sayıldığından bu aynı zamanda Türklüğün remzi imiş. Türkiye tarikat meselesini çözemez. Bir tarikatı
ıslah etmeye tüm gücünü harcarken 400’e yakın tarikatten birisi, bir kaçı, malı götürmek için sınır
tanımıyor.
Xxxx
12 Ağustos 2012 tarihinde Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, basın önüne çıkmış, Milli Eğitimde yeni
şekillendirme yaptıklarını anlatıyor. Şimdilerde de Milli Eğitim bakanı değil ama tek parti iktidarının
genel başkanı ve Cumhurbaşkanı eğitimde yeni ve bambaşka bir adım atıldığını söylüyor. Eğitim çoğu
insan tarafından sihirli değnek sanılır ve sanılmaya devam ediliyor. Eğitim bir araçtır. O araçla nereye
gidildiği ve ne taşındığı önemlidir. Anne baba ile yönetimin talepleri de hiçbir zaman bağdaşmaz.
Ebeveyn çocuğunu hayata hazırlamak, para getiren meslek ve iş sahibi yapmak ister. Devlet ise kolay
önetilecek kafa yapısının oluşmasının peşindedir. Arada öğretmenler de düşünen, soran, araştıran
beyinler olsun ister. Bu değişik amaçlar hiç değişmez ama, yöntemler sık sık değiştirilir. Her değişiklik
de halka yeni şekillendirme olarak takdim edilir. Esasında her eğitim yeni şekillendirmesi birkaç neslin
heba olmasına yol açar.
Xxxx
Bir zamanlar İman- ahlak-ibadet Müslümanlığı ve onun karşısında cılız bir siyasal İslam vardı. Millet
çoğunluğu biraz geleneksel, biraz ananeci ama mutlak teslimiyet içinde Allah ve Resulü denilince akan
suların durduğu Müslümanlardı. Çok cılız ve daha çok Hindistan Müslümanlarından kaynaklanan
siyasal İslam mensupları vardı. Gün geldi, millet çoğunluğu siyasal İslam akımının güdümünde kaldı ve
eridi gitti. Şimdi herkes siyasal İslam mensubu ve hareketçisi. İktidar nimetler bahşederken İman-
ahlak-ibadet Müslümanlarını da ihmal etmediği için sesler kesilmiş durumda.
Xxxx
Bir zamanlar Türkiye başörtüsü ve türban ile meşgul ediliyordu. Laikler başörtüsünü en büyük tehlike
olarak algılıyor, dindarlar da başörtüsü serbest bırakıldığında dünyadaki tüm sorunların ortadan
kalkacağını düşünüyorlardı. Laik hükümetler surları kavileştirirken, muhalefetteki Müslümanlar,
dindarlar da başörtüsü mevzilerine 18 yaşındaki gencecik kızları sürüyor ve bu ağır yükü onlara
taşıtıyorlardı. O gencecik çocuklar bu ağır yükün altında ezildikçe ezildiler. Sonra devlet dairelerinde
saç, sakal, şalvar, cübbe, başörtüsünün her çeşidi serbest bırakıldı. Fakat dünyada hiçbir şey
değişmedi. Üstüne üstlük tüm dünyada İslam eşittir terör haline geldi. Daha önceleri Türkiye’de
Hizbullah diye bir cinayet şebekesi faaliyet göstermiş ve Müslüman-dindar insanlar, onların cinayet ve
vahşetlerinden sonra Müslüman olduğunu söylemekten utanır hale gelmişti.
Xxxx
Van’da Akdamar Adası’ndaki kilisenin ardından, Çarpacak Adası’nda ve Yukarı bakraçlı Köyü’ndeki iki
Ermeni kilisesi valilik tarafından yeniden ihya edilecek. Van Gölü’ndeki dört adada dört kilise
bulunduğu vali Yardımcısı tarafından açıklamış. Valilik Van’daki tüm kiliselerin ihya edileceğini
müjdelemiş. Kime müjdelemiş olabilir? Yıl 2010.
Şimdilerde Ermenistan, Türkiye ile normalleşme tasarılarını yürürlükten kaldırma kararı almış.
Zannediyorlar ki, Türkiye Suriye, Irak, ABD ile tartışmalar içinde. Çok yalnız ve güçsüz. Şimdi tam
zamanı diyerek o da saldırı duruşu sergiliyor. Azerbaycan ile didişmesinden zarar görmeyen
Ermenistan Türkiye ile de didişmeye yelteniyor. Aldanıyor.