SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

CEVAPSIZ BİR DİLEKÇENİN İZİNDE..

Yaşamımızın en önemli organı dildir..

Tarih eskileri anlatmaz.. Yenileri yaratır gerçeğinden dilin geçirdiği evrelere dokunmadan, günümüze dönelim.. Şimdiki yaşamda yaşadığımız olaylara bakalım. Meram anlatılırken, bir dil tam olarak kullanılamazsa, kişilik bozuklukları ortaya çıkar. Zihin problem çözer, insanların fikir hazinesini dil, kelimelerle idrak noktasına taşır. Dilin toplumsal iletişimde psikolojik faydaları pek çoktur. Dilin merkezi beyindedir. Bu hayat noktasında, farklı ifadelerdeki beceriler dile uyumlu hale getirilir. Dikkatlerin dağılmasını dil, ustalıklı kelimelerle toparlar.. Güzel ve etkili bir konuşmayı kulağa tatlı gelen seslerle duyuran dil, her düzende çok iş başarabilir.. Dil, keşfedilen her şeyi, ilk duyuran bir araçtır..

Doğru yerlerde, doğru verilecek mesajlarla, topluma anıt değerinde kalıcı sözler ulaştıran dilimiz, yaşamımızda her alanı kapsar..

Ne derler.. Dil, insanı zirveye taşır..

Gazetede önceki yazımda düşünen veya düşünmeden eleştiren toplumsal alışkanlıklarımızı dile getirirken şöyle bir tanımlamada bulunmuştum:

“Ülkemiz bir söz değirmenine dönüyor.. Devamlı eleştiren bir toplum olmamız acaba, bundan mı ileri geliyor?”

Dilin önemini anlatırken vatandaşlar, her gün yüz yüze oldukları olayların akışına kapılarak sorunların ayrıntılarına giremiyorlar. Medyanın önemi, burada anlaşılır bir düzeye çıkıyor. Örneğin, yasa gereği, kurumlara, resmi makamlara gönderdiğimiz dilekçeye, aylarca, hatta yıllarca cevap bile alınamıyor..

Başkaları fezaya gönderdikleri astronotun kalp seslerini, saniyesi saniyesine dinlerken kalkınma deyip gaza basmakla araba yerinden oynamaz..

Bir hizmete kendilerini adayanlar, toplumun önüne hangi ışıldakla çıkacaklarını, mutlaka “anıtsal” bir hareket noktasında tarihselleştirmesini becermelidirler.

Tarihi basın merkezi Babı-âli, İstanbul’un bir “VİP” kapısıdır. İlk hizmet basamağında, İstanbul’a verilecek ilk mesaj, buradan doğmalıdır diye Anakent Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na gönderdiğimiz kutlama mesajına, 2019 yılından beri cevap alamadığımız yazımızın örneği aşağıdadır.

Babı-âli’nin geleneksel simgesi, anıtlaştırıldıkça, “Yollar belli, işaretler yanlış kalmaz..”

İşte, malûm dilekçe:

SAYIN                                                                                                            9.7.2019

EKREM İMAMOĞLU

İBB Başkanı

İSTANBUL

Türk Basınının ana kucağı Babı-âli’nin geleneksel simgesi olan “Çay ve Simit” esenliğiyle, yeni hizmet yolunuza açıklık dileriz.

    Saygılarımızla.

                                                                                              (TGC)

                                                                    GAZETECİLER SOSYAL DAYANIŞMA

                                                                                       VAKFI BAŞKANI

SAYIN BAŞKAN,

Cumhuriyetin kuruluşundan beri kimyasını koruyan ve koruyacak olan Babı-âli, basın yaşamımızın bir simge ocağıdır.

Güneş çekildikten sonra yıldızların ortaya çıkacağı düşüncesiyle, markalaşan Babı-âli’miz, eski kimliğini aramaktadır.

Babı-âli’yi her nesile hatırlatacak bir pano, rölyef veya tunçtan bir kaidenin caddenin uygun bir yerine dikilmesiyle, basındaki ayrışım tutarsızlığına, birleştirici bir ufuk açılmış olacağına inanıyoruz.

(TGC) GAZETECİLER SOSYAL DAŞANIŞMA VAKFI, 45 yıllık bir şefkat ve yardım kurumu olarak devletten veya herhangi bir yerden, delikli kuruş talep etmeden ilkeli hizmetlerini devam ettirmektedir.

Basınımızın “Dördüncü Kuvvet” yükümlülüğünün izleri, ulusal mücadelede mevcuttur. Babı-âli’den hareketle, koltuklarının altındaki dosyalarla, tozlu yolları adımlayarak Ankara’da Atatürk’ün karargâhına ulaşan basınımızın birliktelik ruhuna sahip ustaları unutulmamalıdır.

Üretken tabanlı projelerinize Babı-âli’den bir işaret fişeğinin atılmasıyla başlatılmasının daha yararlı olabileceğini düşünmekteyiz.

Tarihi yarım adanın turizme ve medeniyetlere açılan “VİP” kapısı Babı-âli’dir.

Bilgilendirme amaciyle arzederiz.

<