CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

ÇİÇEK DESENLİ YORGANLAR…

Zaman zaman  haber verdiğim   gibi, Barbaros Anıtının yer aldığı meydanda, ata yadigarı toplar ile alanın bir köşesinde sahipsiz simitçi tezgahı bulunuyor.
MEYDANDAN GEÇENLER
Bu meydandan  kimler kimler gelip geçti. Bizanslılar,Cenevizliler, Barbaros Hayrettin Paşa , Fatih Sultan Mehmet, Kanuni ve diğer padişahlar geçti..  Sonunda onlar vefat ettiler.
Sonunda sıra bizlere gelince ben de buradan sıkça geçiyorum . Bugün de buradan Dolmabahçe Sarayına,Deniz Müzesine, Ortabahçe caddesine gidenler geçiyor. Ben de Ortabahçe’ye gidiyorum. 
TEZGAHTAN GEÇENLER
Bu  simitçi tezgahından da  bir çok  insan gelip geçti. Tezgahı bir süreliğine de olsa sahiplendiler. Bunların kimi su sattı,kimi salep,kimi simit sattı.  Ancak buradan bu kadar gelip geçen olmasına rağmen   kimse burada bir dikiş tutturamadı.    Köründen topalına,yaşlısından gencine  çok insan geçti. Sonra onlar da kayboldu. . 
ÇİÇEK DESENLİ YORGANIN İÇİNDE 
Bugünlerde  de  buralarını  evsizler mekan  tutuyor. Çiçek desenli yorganlarını başlarına çekip uyuyanlar görüyorum. Pet su şişelerindeki  balileri çekiyorlar. 
Dün bunlardan birine yanaştım. Yorganı başına çekmiş oturuyor gibi yatıyordu. Ama oturamıyor,sırtını verdiği simitçi tezgahının önünden yıkılıyor…Kolunu sarstım ; 
-  Hey burada yatma , dedim. 
Havalar soğuyunca gidecekmiş . Havalar artık soğumuş  ve yağmurlar başlamıştı..
Eline  birkaç kuruş  sıkıştırdım. İlerideki simitçiden simit almasını söyledim. Adam teşekkür etti, tekrar  bayıldı. Oradan ayrıldım. 
ZABITA VE ALO 155…
Rahat edemedim. Sinanpaşa Camisinin yanındaki zabıtayı olaydan haberdar ettim. Zabıta;
-Maalesef bunlardan çok var, yarın barınacak bir yer bulurlar, dedi. Ben;
-Yarına kadar ölmezse,dedim. 
Mesai saati dolduğundan bir şey yapamazlarmış. Kararlıydım; alo 155’i açtım. Zar zor polise yeri tarif ettim. Polis ;
-Tamam, oraya bir ekip göndereceğim,dedi.
Gönderecek miydi?  Onbeş yirmi dakika bekledim. Trafik yoğundu. Belki de  ekip trafiğe takılmıştı;
-Benden bu kadar, deyip meydandan  vapurla Üsküdar’a geçtim. Oradan  da Doğancılar parkına kadar yürüdüm. 
GENE ÇİÇEK DESENLİ YORGAN…
 Paşakapısı cezaevine gelince karşı   kaldırıma geçtim. Marketin yanında  bir bankamatikten para çekenler, onların yanıbaşında  da yerde yatan  gene o çiçek desenli  yorganı gördüm. Adam derin uykulara geçmişti.
Yandaki küçük  lokantaya  gittim. Adam çoktan umutlarını kaybetmişti. Müşterisi şişman bayana paket hazırlıyordu. Müşterisine döndü; 
-Çok var bunlardan, dedi. Sonra bana  amaaan, der gibi ;
-Karışma garibana yatsın,dedi.
Yatsın da ,belediye ve devlet en azından bundan haberdar edilmeliydi. Şişman bayan,bana hak verdi;
-Haklısın, dedi.

Alo 155’i çevirdim. Telefona gelen memura kendimi tanıttıktan sonra ,olayı ilettim. Memura olayın geçtiği  yerin koordinatlarını, kıta, mahalle ve sokağı  Ben buraların yabancısıyım;
-Paşakapısı cezaevinin karşısında  bankamatikler var onların önünde, bir köşede; çiçek desenli  bir yorganın içinde , dedim. Polis memuru;
-Peki ekip göndereceğiz , dedi…
Gönderdi mi bilmiyorum.
Oradan geçip evine giden milli piyangocuyu durdurdum,bileti uzattım. Piyangocu bilete baktı;
-Son iki rakamı tutturmuşsun, dedi. 
Her şey tamam da  peki bu çiçek desenli yorganlar ne anlama geliyordu?..

 

 

<