Cindoruk’un hayatı kitapta
Kaan Gaytancıoğlu isimli bir bilim insanı, Hüsamettin Cindoruk'un hayatını konu alan bir kitap kaleme almış.
Genç okurlar için bilgi sunmak isterim ki, Hüsamettin Cindoruk siyasetçidir. Devlet adamıdır. Parti lideri olmuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin başkanlığını yapmıştır. Ama hepsinin ilerisinde hukuk insanıdır. Olaylara hep hukuk penceresinden baktığından O'nun olaylara koyduğu teşhisler ve tespitler bazı zamanlarda kabul görmemiştir. Düşüncelerine, değer ölçülerine katılırsınız, katılmazsınız. Ama davranışlarının hukuk çerçevesinde olduğuna ve doğruluğuna itiraz edemezsiniz. Dolayısıyla söz konusu kitap; çıkışıyla, inişiyle, düzlükte seyredişiyle Hüsamettin Cindoruk'u anlatıyor.
Gene bu kitapta yaşadığı olaylar, karşılaştığı davranışlar karşısında Cindoruk'un kendine özgün dünyasını buluyoruz. Görüyoruz ki; Cindoruk sabırlıdır. Demokrattır. Tahammüllüdür. Ahde vefalıdır. Feragat ve feraset sahibidir. Asla alıngan değildir. İşte teşhis ve tespitlerinden bir kaç paragrafı sizlerle de paylaşmak istedim
Kemal Atatürk :
"Milletle birlikte cumhuriyeti, Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Atatürk'ü koruma ve de kollama görevini sonsuza kadar sürdüreceğiz."
Celal Bayar:
"O mahkum olacağı sandalyede büyümüştür. Ona hayranlığım Yassıada mahkemelerinde olmuştur. Bayar, milletin haklarını yılmadan, yorulmadan takip etmiştir. Ben hak aramasını ondan öğrendim. Doğru Yol, Bayar'ın yoludur."
Adnan Menderes:
"Menderes benim liderimdi. Onu kimseye benzetmem. O çok karizmatik bir liderdi. Hem batı, hem doğu kültürüne sahipti. Menderes tarım, ekonomi politikasıyla Türkiye'yi geliştirdi. Zengin bir Türkçesi vardı, muhtevalı konuşurdu. Türkiye ve siyasetçiler Adnan Menderes' i tanımıyor. Menderes değişmeyen, gelişen bir siyasetçiydi."
Süleyman Demirel:
"Her insanın gölgesi vardır. Demirel'in gölgesi yoktur. Güneşe karşı dursa da, Demirel gölge vermez, kimseye gölge etmez. Demirel çok iyi bir devlet adamıdır. Sayın Demirel'den sabrın ne demek olduğunu öğrendim. Kızdığım zaman yumruğumu masaya vurmayıp, cebime koymayı öğrendim. Demirel fevkalâde uygar bir adamdır. Ben dört yıl süreyle O'nun İl Başkanlığı'nı yaptım. Bana bir tek gün bile AP İstanbul il örgütünün yönetimi konusunda ne telkini ne de müdahalesi olmamıştır. Cumhurbaşkanlığından sonra Demirel, mahzendeki eski şarap gibi değerini korumuştur. Demirel'i (demokrat Demirel) diye anarım. Siyasi hayatımızda zaman zaman demokrat olanlar vardır, ama demokrat kalanlar azdır, O hep demokrat kalmıştır."
Cumhuriyet'in devamlılığı:
"Atatürk, Cumhuriyet'i ordu ve milletle kurdu. Bizim Cumhuriyetimizin kuruluşu sivil ve asker mihrakına dayalıdır. Cumhuriyet rejimleri uzlaşma rejimidir. Devlet kurmak zor bir iştir ama idame ettirmek daha da zordur."
Politika hakkında:
"Siyaset yüce bir sanattır. Millete ve ülkeye hizmet etmenin şerefli bir yoludur. Siyaset maceracı mesleği değildir. "
Liderlik konusunda değer hükmü:
"Lider, İngiliz çimi gibi, zamanla olur. Gazetelerin yazmasıyla olmaz"
Devlet ölçüsü:
"Dünyada itibar Devlet'ledir. Devlet itibarlı ise yönetenlerin itibarı ve gücü o oranda ağırlık kazanır. Vücut dili konuşmak, tehdit etmek, uluslararası diplomaside söz konusu olamaz. Çok konuşan çok çelişkiye düşer. Yıpranır."
Parti düşüncesi:
"Kurumlaşmış partiler esastır. Liderin yanına konacak ağırlık fikir ağırlığıdır. Her zaman yeni fikirler üretilmeli, taze olmalı, parti üretken olmalıdır. Partinin üretkenliğinin temel kuralı da, parti içi demokrasinin işlemesidir. Parti içi demokrasi işlemez, bir kişi düşünür, 300 bin kişi o kişinin düşündüğünü söylerse, parti değil, tek sesli müzik olur, halk türküsü söylenir. Lider ağırlıklı parti yerine, kadro ve fikir ağırlıklı parti olmalı Kadrosu ve fikri olan partilere geçmek lazım"
Hukuk anlayışı:
"Güzel adliye sarayları yaptık. Ben çok küflü adliye saraylarında avukatlık yaptım. Ama o güzel adliye saraylarının, görkemli adliye saraylarının içine adaleti getirebildik mi, koyabildik mi, hukuku getirebildik mi? Onu tartışmak lazım. Benim bugün gördüğüm insan hak ve özgürlüklerine dayalı bir Türk hukuk sisteminin olmayışı"
Orduya bakışı:
"Askerlerden düşmanlarımız korkar. Politikacı niye korksun? Ben siyasi hayatımda askerden hiç korkmadım. Eleştirilecek yönleri olduğunda da hep söyledim. Bugüne kadar bu bağlamda bir sıkıntı olmadı. Hem görevli olduğumuz zamanlar, hem muhalefet partilerinde genel başkanlık yaptığım dönemlerde sert beyanlarım oldu. 27 Mayıs döneminde askeri mahkemede de yargılandım, askeri hapishanede de yattım.12 Eylül'de Zincirbozan'da dört ay tutuklu kaldım. O dönemde de askerden hiç korkmadım. Politikacı kimseden korkmamalı. Fikirlerini açıkça söylemeli. Politikacı, sadece Anayasa'dan, yasalardan, genel sınırlamalardan korkmalı. Gerekirse o sınırların kaldırılması, değiştirilmesi, genişletilmesi için kavgasını sürdürmeli"
İşte bir kaç paragraf başlığıyla gerçek bir ak saçlı.!
---------------------
(Türk Siyasal Yaşamında Hüsamettin Cindoruk)
Kaan Gaytancıoğlu
Tekin Yayınevi, Ankara cad, Konak Han, Cağaloğlu-İstanbul
