ÇOK GEZEN Mİ, ÇOK OKUYAN MI, ÇOK YAŞAYAN MI..
Sevgili dostlar, pek çok araştırma ve bu araştırmaların sonucunu almak, insan merakıyla yakından ilgili olduğu gibi, yine insanın merakıyla ve öğrenmek isteğiyle yakından ilgili olan seyahat etmek hemen herkesi her zaman cezbetmiştir.
Bütün yıl boyu çalışan insanlar, yaz gelince tatillerini değerlendirmek için ülkemizde çoğunlukla Anadolu’nun Batı ve Güney bölgelerini tercih ederek seyahat etmekteler.
Eni konu tatil yapmanın yanında, zamanın darlığı nedeniyle araya sıkıştırılan günü birlik kaçamakları da arada bir neşe, çeşni olarak değerlendirebiliriz.
İşte 25.Temmuz.2018 günü ben de bir kaçamak yapmaya karar verdim.
Nereye mi?.
En son 1972 yılında gittiğim ama o zaman tam anlamıyla gezemediğim Edirne’ye..
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın her gün 18.00’de İstanbul Halkalı’dan hareket eden bir seferi var. Edirne’ye varışı saat 22.00.
Tamam.
O saatten sonra da bir süre gezebilirim. Gerisi ertesi gün..
Tren çok güzel, klimalı, temiz.
Edirne’ye vardığımda kısa bir gezinti yaptıktan sonra telefonla önceden yer ayırttığım Devlet Su İşleri 11. Bölge Müdürlüğü’nün güler yüzlü personeli olan, çok temiz ve bakımlı misafirhanesinde kaldım. Yalnızca misafirhanesi mi, enva-i çeşit güllerle bezenmiş bahçesinden, kapalı yüzme havuzundan, tenis kortuna kadar süper tesis..
Ertesi gün sabah erkenden, buraya gelen hemen herkesin yaptığı gibi ver elini doğruca Selimiye Camii (Yapımı 1568-1575- UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesindedir). II. Sultan Selim’in (1524-1574) emriyle Mimar Sinan (1489-1588) tarafından inşa edilen bu muhteşem eseri elbette ki bilmeyenimiz yoktur. Camiin içindeki Müezzinler Mahfeli’nin köşesindeki sütunda bulunan “Ters Lale” motifinden tutun da kubbesinin, minarelerinin özelliklerine kadar..
Sultan II. Bayezid’n (1447-1512) Mimar Hayreddin’e (1412-1512) yaptırdığı II. Bayezid Camii ve Külliyesi (Yapımı 1484-1488).,
Sultan II. Murad’ın (1404-1451) emriyle Mimar Muslihiddin Ağa’ya yaptırılan Üç Şerefeli Camii (Yapımı 1437-1447) ve bunlar gibi Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yapmış olan bu şehirde onlarcasını gezip görmek ayrı bir zevk ve heyecan..
Yardıma ihtiyacınız olmasa dahi size yardım etmek için can atan kibar, güler yüzlü iyiliksever Edirnelileri candan kutlarım.
Edirne’de bütün tarihi eserleri gezmek serbest ve ücretsiz.
Ancak, bilgi ve görgü hazinenizi geliştirmek için siz ne denli plan program yapmış olursanız olun, arada bir de olsa bu hevesinizi sekteye uğratacak ihmal ve boşluklar maalesef var ve harcadığınız zamana ve canınızı sıkmaya yeterli olmaktadır.
Şöyle ki; ülkemizde yaşayan bütün insanların ortak mirası olan böylesine eserler ya Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olmakta veya Kültür ve Turizm Bakanlığı, Belediyeler ya da izin verilen özel sektör tarafından müze niteliğinde hizmete açık olmaktadır.
Her durumda da en azından belirli bir ücret karşılığında bile olsa gezebilirsiniz.
Fakat, bazen yalnızca kullanılması veya işletilmesi kendisine verilmiş olan özel sektörün buraları ziyaret etmek ve gezmek isteyen insanları engellemek gayretlerini görmek üzücü. İşletilme hakkıyla birlikte, tüm ülke insanlarının ortak mirası olan bu tarihi eserlerin mülkiyeti de kendilerine verilemeyeceğine göre, insanların gezmelerinin engellenmemesi gerekir.
Velev ki insanların bilgi ve kültür dağarcığının zenginleşmesine katkıları olsun…
Esen kalın.