NURAY ÇAĞLAR

NURAY ÇAĞLAR

CORONA VE DEMOKRASİNİN İFLASI…(1)

Elbette başlığı okuyanlar salgınla demokrasinin ne bağlantısı var diye soracaklardır…

Hemen hatırlatalım; pandemi nedeniyle sosyolojik yapıda dehşetli değişimler oldu…

Bu dehşetli sosyolojik değişim elbette yaşam felsefemizi de değiştirdi…

Uzun zamandır duyduğumuz “yeni normal” sözcüğünün anlamını sulandırılmış şekliyle birileri tarif ediyor…

Öncelikle insan ilişkilileri nerdeyse sıfırlandı. Karşımıza geçen her kişiye “müstakbel Azrailimiz” gözüyle bakıyoruz….

Bildiğimiz tüm kurallar değişti; devletin resmi ajansı AA’ya (Anadolu Ajansı) konuşan Zarafet Akademisi Kurucusu Eğitimci Yazar Gökhan Dumanlı, , pandemi döneminde kişisel gelişim, sosyal yaşam ile iş dünyasında iletişim ve zarafet kurallarının yeniden düzenlendiğini söyledi.

Yani sosyal düzen elbette beraberinde yeni ekonomik ve siyasal sistemi de  yanında taşıyacaktır.

Dumanlı’ya göre; Pandeminin yaşamın her alanında iletişim kurma biçimleri ve ilişkilerinin nasıl olması gerektiğiyle ilgili farkındalığı artırdığını, oluşan durumun yeni iletişim kodlarını geliştirmeyi gerektiriyor.

 Dumanlı, pandemi döneminde en önemli konulardan birinin üslup olduğunu, insanların kaygı, endişe ve belirsizlik ortamında bazen nasıl konuştuklarını, davrandıklarını ya da tepki verdiklerini fark etmediklerini belirtti.

Dumanlı, şöyle diyor; "Kişisel gelişim, online eğitimler ve kurslar hayatımızda bundan sonra da yer tutacak. Nitelikli izlemeler artacak. Ekolojik denge, doğal hayatı koruma, iklim ve benzeri konularda bilgi ve hassasiyet artacak. Daha hümanist, tüm canlılara ve tabiata karşı korumacı duygularımız gelişecek, bu da gereksiz alışverişlerin, harcamaların önünü kesecek. Bilinçli tüketim artacak. Sağlığımıza daha çok dikkat edeceğiz ve bu da psikolojimize doğrudan etki edecek.

Zaman ve stres yönetimi, hobi edinme, zihin ve beden dinginliği, yoga, meditasyon gibi çok güzel unsurlar hayatımıza girecek. Bu da davranışlarımıza ahenk kazandıracak. Çünkü aklı ve kalbi arasında uyum yakalayanlar her zaman incelikli iletişimin öncüleri olurlar. Bireysel ve toplumsal farkındalık, öz benlik ve toplumsal benlik gibi kavramları daha çok konuşacağız. Hayattaki amaçlarımız, yaşamımızı nasıl sürdürdüğümüz, kim olmak istediğimiz gibi sorulara yanıtlar arayarak mutluluğun burada saklı olduğunu keşfedeceğiz.

Aslında Dumanlı zarafet ve nezaketi anlatmak isterken asıl noktaya parmak basıyor.

Tahminimizce Dumanlı bu sözlerini, “ben öyle söylemek istemedim“ diyerek başka anlam yüklendiğini söyleyecektir. Elbette bu sonucu düşünmemiştir; ama dünyanın şu andaki gelişimi bunu gösteriyor; Ne diyor Dumanlı "Herkesin kurallara uyması hassasiyeti önem taşıyacak. Karar verici konumundakilerin rol model kimlikleri daha çok dikkat çekecek. Astlarına onlardan bekledikleri hassasiyet konusunda kendi gösterdikleri dikkat ve anlayışla örnek olacaklar. Pandemi, bizleri tüketim insanı olmaktan çıkarıp üretim insanı olmaya doğru giden bir bilince yaklaştırdı. Giyimde, eşyada, yemekte, alışverişte ve daha birçok şeyde 'Az olan, çoktur' felsefesi hayatımıza yerleşti ve yerleşmeye devam edecek."

Karar vericilerin rol model olması çok önemli bir kavram. Astların hasiyeti bir başka önemli uyarı…

Bu sözcüğü tersten okursanız tek tip bir yaşam biçimine geçiş olarak yorumlamak mümkün…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son günlerde pek kullanmadığı ama pandeminin il günlerinde çoğu kez tekrarladığı on cümle bu yeni normalin en can alıcı noktası.

Ne diyordu Erdoğan; Pendemi sonrası oluşacak yeni siyasal düzende Türkiye önemli bir yere sahip olacak…

İşte o yeni siyasal düzenin, bir adım  ötesi yeni dünya paylaşımının en ateşli günlerini 2020 yılında yaşadık…

İşin en ilginç noktası ise; yeni düzende oklarının Türkiye’ye yönelik olması da bir başka düşündürücü nokta..

 (Devam edecek)

<