MUAMMER OYTAN

MUAMMER OYTAN

CUMA SOHBETLERİ ALLAH'A TÖVBE-İSTİĞFAR ETMEK

Tövbe; İnsanın işlediği günaha pişman olup günahı terk ettiğini, bir daha
işlememeye azim ve kast eylediğini ve yapamadığı salih amelleri telâfi edeceğini
Yüce Tanrı’ya arz etmesidir. Nasıl ibadet, hiçbir aracı ve ortak koşmadan her şeyin
yaratıcısı olan sadece Yüce Allah’a yapılırsa, günahlar için tövbe de, ancak Cenab-ı
Allah’a arz edilir.
İslâm hata işleyen bir insanın sonuna kadar günahkâr kalacağını kabul etmez.
Pişmanlık duyup affedilmeyi isteyen, sonra da o günaha geri dönmeyen her
günahkârın bağışlanma şansı vardır. Günahlardan kurtulup ilâhî affa ulaşmak için
Kur’ân’ın önümüze koyduğu çözüm yolu ise, tövbe etmektir. Rahim, Rahman ve
Gaffar olan Yüce Mevlâ’mız affetmeyi sever ve affediciliği sonsuzdur.
Cenab-ı Allah; “… Ey mü’minler ! Hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa
eresiniz” (Nûr,24/31); “Ey iman edenler ! Allah’a içtenlikle tövbe edin…”
(Tahrim,66/8) buyruklarını vermiştir. Allah’a yönelip içtenlikle af dilemek insan için
kurtuluş yolunu açacaktır. İslâmda Allah ile kulun arasına girerek günah çıkarmak
yetkisine sahip aracı kişiler bulunması asla söz konusu değildir Herkes günahı için
doğrudan Allah’a yalvarır ve taleplerini O’na bizzat yöneltir. Bu sebeple dua ve tövbe
eden kimse, şeytanın vesveselerine aldırmadan duasının ve tövbesinin kabul edilip
günahlarının bağışlanacağına inanmalıdır, ümit etmelidir. “Günahkârsan da ümidini
kesme!” “Şüphesiz Rabbin, insanların zulümlerine rağmen bağışlama
sahibidir.”(Râ’d, 13/6). Tabii, Hz. Peygamber Efendimiz de günahkâr olanlara son
derecede büyük bir cesaret vermektedir: “Günahından tövbe eden sanki hiç
günah işlememiş gibidir.!”( İbn Mâce’den zikreden, Halil Altuntaş, a.g.e. s.34).
Tövbe edip sonra tekrar hataya dönerek tövbesini bozanlar öncelikle
kendilerine karşı samimi olamayanlardır; nefsine karşı sabrı başaramayan ve kendini
aldatanlardır. Günah işlemek bir suçtur; ama tövbeye yanaşmamak, günahta ısrar
etmek daha ağır bir suçtur.
Hz.Peygamber Efendimiz :
-“ Ey insanlar ! Allah’a tövbe edin. Ben günde yüz kere Allah’a tövbe ediyorum
!.”(Müslim, Zikir,42.III.2075; İbn Mâce, Edeb, 57)
-“Vallahi ben günde yüz defa Allah’tan mağfiret diliyorum !.” (Müslim,
Zikir,41.III.2075; Buhari, Daavât, 3) buyurmuştur. Her türlü günahtan arınmış olan Hz.
Peygamber Efendimizin bu kadar tövbe etmesine karşı, biz aciz ve günahkâr kulların
da en az günde bu kadar tövbe etmemiz gerekmez mi?
NASUH TÖVBESİ.
Nasuh, halis, temiz demektir. Tövbe-i nasuh; bozulması imkânsız olan tövbedir, asla
tekrar işlenmeyecek şekilde, o günaha tekrar dönülmeyecek şekilde tövbe etmektir; günahkâr
kişinin üzerinde, açık veya gizli, o günahtan hiçbir iz bırakmayan tövbe demektir.
Muaz b. Cebel, “Yâ Resûlullah, anam babam yoluna feda olsun, nasuh tövbesi
nedir?” diye sordu. Peygamberimiz bu soruya şöyle cevap verdi: “Nasuh tövbesi, günâhkâr
kulun işlediği günahtan dolayı pişmanlık duyarak Allah’tan özür dilemesi ve sonra da bir
daha aynı günâhı işlememesidir.”( Ebûl-Leys Semerkandî, Sohbetler,s.107)
HAYAT BOŞ
Fânî hayat sür’atle akıp geçiyor,
Bu dünyaya bir göz kırpıp açmış gibi,
İnsan bu yaşama bir bakıp göçüyor,
Gül dalına bir kuş konup uçmuş gibi!

2

Hani nerede evliyalar ermişler?
Bunca dünya malıyla gün görmüşler?
Kâbe’ye yüz sürüp ihrama girmişler?
Solup göçtüler bir çiçek açmış gibi!
Kimi insan tek hayır dua almamış,
Bazısı tek bir garip hatırın sormamış,
Kimisi hiçbir derde şifa olmamış,
Nerde yaşayanlar, ölüm yokmuş gibi?
Şah-ı Resûl yolu dışında yaşanmaz,
Mevlâ’ya ibadetle alın aşınmaz!
Ömür, kıt bir hazine boşa harcanmaz!
Mevcut tüm varlığın suya atmış gibi!
OYTAN Muammer şahsî hükmün yürütme,
Doğru yol dışında cüppeni sürütme
Bir an dahi îmân-inancın çürütme,
Helâl yemeğine zehir katmış gibi!

<