CUMA SOHBETLERİ EMANETE HIYANETLİK ETMEMEK ve AHDE VEFA GÖSTERMEK
Emanet; bir kimseye koruyup kollaması ve daha sonra sahibine iade etmesi için
bir şeyin geçici olarak verilmesi demektir. Her şeyin sahibi olan Yüce Allah, sahip
olduğumuz canı, organlarımızı, malları, çocukları bize birer emanet olarak vermiştir.
Bunlardan dolayı Rabbimize karşı sorumluyuz ve her anlamda koruyup, iyi
bakmamız, temiz ve sağlıklı olmalarına ve kalmalarına özen göstermemiz gerekir.
İnsanların bize emaneten verdiği mallara da sahip çıkmalı, zamanı gelip geri
istendiğinde aynı şekilde iade etmeliyiz, emanete hıyanetlik etmemeliyiz. “Ey imân
edenler! Allah’a ve Peygamber’e hainlik etmeyin. Bile bile kendi (aranızdaki)
emanetlerinize de hainlik etmeyin.”(Enfal,8/27).“Yine onlar ki, emanetlerine ve
verdikleri sözlere riayet ederler.”( Müminun,23/8).“Onlar, emanetlerini ve
verdikleri sözü gözeten kimselerdir.”(Meâric,70/32)
Güvenilir, emîn kişi olmak, özü-sözü bir olmak, insana toplumda itibar
kazandırır. İşlerinde doğruluktan ve dürüstlükten ayrılmayan, söz verdiğinde yerine
getiren, verilen emaneti koruyan kişiler toplumda her zaman saygı gören ve Allah’ın
emirlerine uyan mümin kişilerdir.
Ahde vefa göstermek:. Kur’ân-ı Kerim’de Cenab-ı Allah “:… verdiğiniz sözü
de yerine getirin. Çünkü söz veren (sözünden) sorumludur.”(İsrâ, 17/34)
buyurmaktadır.
Ahde vefa dendiği zaman öncelikle Allah’a verdiğimiz söz akla gelmelidir.
“Onlar, Allah’a verdikleri sözü yerine getiren ve sözleşmeyi
bozmayanlardır..”(Ra’d,13/20)
Bilmeliyiz ki, “imân etmek” kul ile yüce Allah arasında yapılmış çok önemli bir
akittir. Rabbimizle yaptığımız O’na kulluk etmek sözleşmesinin tarafı olduğumuzu
unutmamalı, bu bilinçle üstlendiğimiz dinî-ahlakî yükümlülüklerimizin farkında
olmalıyız.(Mahmut Demir,Allah’a Verdiğimiz Ahdi Bozmayalım, Kur’n^’dan Öğütler
1,D.İ.B.Yayını , s.86)
Müminler, Peygamberimizin(s.a.s.) “emîn” kişi olduğunu hiç hatırdan
çıkarmamalı ve O’na lâyık bir ümmet olmaya gayret göstermelidir.
RAHMETİNE MUHTACIM YÂ RÂB !
Ey Gönül;
Kimse amelleriyle Cennet’e giremez,
Râbbin nimetlerini aslâ ödeyemez,
Amellere güvenen muradına eremez,
İnâyet ve rahmetine muhtacım Yâ Râb!
Senin lütfun olmazsa dinmez acım Yâ Râb!
Ey Gönül;
Tanrı, nimetleri insan için yarattı,
Akıl verip doğruyu-yanlışı ayırttı,
Kur’anı, Hazreti Peygamber’i var etti,
Rahîm ve Rahmansın inanıyorum Yâ Râb!
Senin ol affına sığınıyorum Yâ Râb !
Ey Gönül;
Sakın kendini Râb’den uzak eyleme,
2
Aslâ nefsî bencillikle söz söyleme,
Hakkın olmayan şeyi alıp-peyleme,
Ehâd’sın, Samed’sin inanıyorum Yâ Râb!
Senin ol affına sığınıyorum Yâ Râb!
Ey Gönül;
Gece-gündüz ibadetle meşgul olsan da,
Allah’ı daim zikredip takvâ dolsan da,
İyilik-ihsân- infâkla dua alsan da,
İnâyet ve Rahmetine muhtâcım Yâ Râb!
Senin lütfun olmazsa dinmez acım Yâ Râb!
Ey Gönül;
Daim haramdan, riyadan, günahtan sakın,
Hâlis-insancıl- mütevâzî tavır takın,
Hakka yürümek sandığından daha yakın,
Hayyû ve Kayyûm’sun inanıyorum Yâ Râb!
Senin ol affına sığınıyorum Yâ Râb!
Ey Gönül;
OYTAN Muammer Resûl’ün yolunu izler,
İçindeki kiri göz yaşıyla temizler,
Rahmeten lil Âlemin’den şefaât gözler,
İnayet ve Rahmetine muhtacım Yâ Râb!