Daha ESKİDEN HERŞEY DAHA MI GÜZELDİ?
Sevgili okurlar, ben 90’larda çocukluk yaşamış biriyim. O zaman çocuktukta kötüyü anlamaz mıydık? Yoksa gerçekten herşey çok güzeldi de o günlerin kıymetini mi bilemedik? İşte bu hafta bunun beyin fırtınasını yapacağız.
Evet şimdi aşktan, sevmekten başlayacağım, hatırlar mısınız? O birini sevipte günlerce, her saniye onu düşündüğünüz günleri? İçiniz kıpır kıpır olduğu o anları ve hatta onu gördüğünüzde heyacanlandığınız zamanları? Ne güzeldi değil mi? Bir değeri vardı sanki herşeyin, kıymetliydi, özeldi ama şimdi biri olmazsa biri olur modu var. Hatta kaba bir tabir ile bir arkadaşımın ifadesidir, resmisi 22 milyon İstanbul gayri resmi desek 30 milyon insan eder e bize de bir tane düşer diyor. Hiç olmazsa internet var, hiç olmazsa cafe, bar, clup var. Bakın ne örf kaldı, ne adet kaldı. Artık bir çok şey alanen yaşanıyor ve değerini yitirmiş vaziyette. Ne acı, ne kötü ve ne büyük hüsran sevgili okurlar. Bizi bu hale getiren ne idi? Biz nasıl bu hala geldik?
İkili ilişkilerde noktasında, birde normal insan ilişkilerine bakın, eskiden bir güvenme duygusu saflık vardı. Saygı vardı, karşısındakine karşı bir sorumluluk vardı, bir duruş vardı. Şimdi ne vaziyetteyiz? Şimdi vaziyet hüran, şimdi vaziyet fena. Yahu tertemiz düzgün bir insanla bir konu konuşulurken bile vatandaş, acaba diyor. Bakın bunu tekrar ve büyük harflerle yazacağım ACABA DİYOR! Söylediği kelimenin neresi yalan! Acaba beni cümlenin neresinde kandıracak, acaba hangi bölümünde benden bir çıkar ve menfaat elde edecek diyor! 90’larda böyle miydi! HAYIR! Bu kadar değildi. Tabi ki her dönem olduğu gibi o dönemde de kötü insanlar vardı. Ancak şimdi ki kadar tatlı su kurnazı yoktu.
Bakın bugün 2017 senesindeyiz, üşenmeyin ve Fransada ki noter sayısını bir araştırın. Paris teki noter sayısına bir bakın. Elle sayılacak kadardır. Neden biliyor musunuz? Çünkü insanlar noterde anlaşmaya gerek görmüyor. Çünkü karşılıklı güven tahsis edilmiş vaziyette! Siz Fransa da bir kere yalan söylerseniz, o adam sizle bir daha asla iş yapmaz. Ama şuanda bizim tarafa bakıyorum zırvadan, zirveye kadar herkes her telden name üretiyor. Üzüntüm zerre kadar kendime değil, benden sonra gelecek nesilleredir. Çünkü örf, adet ve inançlarını kaybedecekler. Bir süre sonra bugün olmazsa olmazlar belki de yok olup gidecek.
Bakın şimdi insanların giyim tarzlarını inceleyelim. Tabi ki ülkemiz özgürdür ve herkes istediği gibi giyinebilir. Ancak Türkiye de çıplaklık git gide artmaktadır. Eskiden, genç bayanlar ve evli hanımlar daha usturuplu giyinir ve hareket ederdi. Kızlar vucutlarını gerek sokaklar da, gerekse internetlerde annelerinin babalarının olduğu sosyal hesaplar da sergilemekten çekinmiyorlar. Halbu ki eskiden öylemiydi? İnsanlar otururken bacaklarının duruş şekillerine bile önem verirlerdi. Çıplaklık arttıkça, cinsellik artmaz aksine çıplaklık arttıkça cinsellik biter. Gizemli olan şey kıymetlidir. Hatta bu zihniyetle, eğlence düşkünlüğü veya doyum noktasına gelme ile belki 3 çocuk değil, çocuk bile yapan bulamayabiliriz. Çünkü evcil hayvan bakma ve ihtiyaç oldukça karşı cinse yönelme gibi bir dönem var.
Bakın bunu bir ön yargı olarak görmeyin halk arası çay sohbetidir bu, erkek erkeğe sohbet ediyoruz arkadaş kızı anlatıyor, anlatıyor, anlatıyor ve sonunda bağlıyor herşey iyi güzel ama o kızla evlenilmez diyor. Bakın hele mesele bakın. Neden heba ediyorsun o halde hayatını? Hem onun hem de kendinin. Evlenebileceğin daha düzgün veya sana uygun birini bulsan daha hoş olmaz mı ?
Bakın bu liste devam ediyor, büyüğe saygı meselesi, o kadar çok değişim varki artık insanın yaşının ileri seviyeye gelmiş olması insanı kesmiyor, cezbetmiyor. Ne olmuş yani diyor? Belki bir yönü ile kendini bile, kendini kendinden önce dünyaya gelmiş belki daha fazla anı veya görmüş geçirmişliğe sahip birinden üstün görüyor.
İnançlarımız, bakın herşey öncelikle inanç ile başlar. İnanırsanız, Allah’ın izni ile herşeyi başarırsınız. Peki bizde inanç seviyesi ne düzeydedir? Gerçekten yaratıcının emir ve yasaklarına uyan bir kitle bir akım var. Onlar gerçekten, iyi insanlar. Bir taraftan da Allah’ın ayetini, peygamberimizin hadisini kullanarak prim yapmaya çalışan, insanları dolandıran anlı secde görmemişler var. Diğer bir yönü ile ise dini bilgi ve şuuru hiç almamış genç nesiller var. Allah milletimizin her bir ferdine, hidayet ve iman duygusu versin inşaallah.
Evet sevgili okurlar, bu hafta sizler için elimden geldiği kadar eskilerden bu günleri anlatmaya gayret ettim. Bu cennet vatana aşık olan ben zaman zaman 90’ları özlemiyorum dersem yalan olur. Çünkü ben o tarihlerde çocuktum ve benim için çok özel. Lakin, o günler çok geride kaldı fakat yarınlar hala bizimle, şartlar ne olursa olsun, vaziyet ne olursa olsun daima ve daima dik durun, dürüst olun, inançlı olun, edepli olun, örnek insan olun ve tabi ki azıcık ucundan da olsa kendinizden başkalarını düşünme ve iyilik yapma gibi bir yola başvurun diyorum. Hafta görüşünceye dek sevgi ile kalın, hoşçakalın.