RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Damda deve varmış!

Gazeteci Abdullah Işıklar anlatmaya devam ediyor:
İbrahim Edhem hükümdar. Sarayının kocaman salonunda bulunuyor. Damdan ses geliyor patır-kütür. İbrahim Edhem sesleniyor. Kim var orada. Yukardan ses geliyor. Deve. İbrahim Edhem soruyor, devenin ne işi var damda diye. Ses devam ediyor. Çık halkın arasına karış, oradan bir şey anlaşılmaz. Büyük saraylarda oturarak halka hizmet edilemez diye.
İbrahim Edhem bu sesin gaipten geldiğini sanarak o saatten itibaren saltanatı terk ediyor.

Xxxx

İbrahim Edhem bir kış günü yolda bir mescide uğruyor. Soğuk kış günü. Müezzine diyor ki yatacak yerim yok, burada geceyi geçireyim diyor. Kimsin-nesin diye sorup sorgulayan müezzin, ben İbrahim Edhem’im deyine , sen yalancısın diyerek onu dövüyor.
Oradan bir hamamın külhanına geliyor. Adam ter içinde külhana kömür atmakla meşgul, İbrahim Edhem’e bakıyor ama selamını almıyor. İşini bitirdikten sonra ve aleykümselam diyor. Aradan bir saatten fazla zaman geçmiş, 
-Ve aleykümselam biraz gecikmedi mi? diyen İbrahim Edhem’e,  
-Benim iş sahibim bir gayrı Müslim. İş vaktinde selam alarak borçlu kalmak istemem diyor.
İbrahim Edhem bunun üzerine,
-Sen mübarek adamsın, bana dua et. Ben çok üşüdüm dışarıda, izin ver geceyi burada geçireyim, deyince külhancı, 
-Ben kim dua etmek kim, 40 seneden beri Allah’ım beni İbrahim Edhem’le karşılaştır diye dua ediyorum. Kabul olmadı.
-İbrahim Edhem benim, diye cevap alınca adam, Allah diye ruhunu teslim ediyor.

Xxxx


İbrahim Edhem:İbrahim bin Edhem , 
Horasan' ın Belh şehrinde doğdu. Ailesi Arap kabilelerinden Benî İcl’e veya Temîm’e mensup olan İbrahim, varlıklı ailesiyle genç yaşına kadar Horasan'da bulundu.Horasan’dan ayrılan İbrahim bin Edhem; Şam, Irak, Hicaz ve Anadolu' ya seyahatler yaptı. Mekke’de bulunduğu sırada babasının vefat ettiğini haber alınca ülkesine giderek babasının vasiyeti üzerine malını gerekli yerlere dağıttıktan sonra kendi payını da diğer vârislere bırakıp tekrar Mekke’ye dönmüştür. İbrahim bin Edhem, Bizanslılar’a karşı yapılan bir deniz seferi sırasında ismi günümüzde bilinemeyen adada vefat etmiştir. İbrahim bin Edhem'in en meşhur talebelerinden biri Şakik-i Balhi'dir (ö. M. 810).

xxxxx

Padişahlardan biri ormanda ava çıkmış ya da dolaşmaya çıkmış etrafıyla birlikte. Uzakta iki köylüyü görmüş. Adamlar öyle hararetli sohbet ediyorlarmış ki padişahın ilgisini çekmiş. Onları bir süre seyrettikten sonra yanlarına doğru yürümüşler. Padişah onlara selam verip hal hatır sorduktan sonra ne muhabbeti ettiklerini sormuş.
-Daha önceden tanışıyorsunuz herhalde, demiş.
-Hayır efendimiz yolda karşılaştık, yeni tanıştık demişler. Birbirlerinin adlarını bile sormamışlar aslında.
Padişah ‘bir yağmur yağsa haliniz nice olur, buraya bir oda yaptırayım. Karşılaşanlar burada oturup sohbet etsinler demiş. Ferman buyurmuş, oraya gelen geçenin uğraması, dinlenmesi, tanışması, sohbet etmesi için bir oda yatırmış. Tekkelerin böylece başladığı rivayet edilir.


Merhum Kahveci hakkında

Abdullah Işıklar daha çok tanıştığı, tanıdığı kişilerle ilgili, o günlerde yaşananlarla ilgili hatıralarını anlatarak güne ışık tutmaya çalışıyor. Tıranzonlu eski Bakanlardam merhum Adnan Kahveciyle alakalı olarak kısa bir anısını ifade etti.
‘Merhum Adnan Kahveci’nin hanımı Dr. Ayşe Kahveci Arapgirli idi. Hemşehrimdi. Ayşe Kahveci merhum eşinden söz ederken, ‘Arapgir’de Eskişehir Mahallesi vardır. O mahalleden idi. O mahallede mağaralar vardır. Adnan o mağaralara gidip orada bir çeşit inzivaya çekilerek ve tefekkür ederek vakit geçirmeyi çok severdi’ diye anlatırdı.
Adnan Kahveci Turgut Özal hükümetlerinin bakanlarındandır. 

<