SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

DEDİM DEDİCİ’LER…

DEDİM DEDİCİ’LER…

Türkiye artık kendi göbeğini kendi kesmek durumunda. Bunun anlamı şu: “Kimseden yardım almadan başının çaresine bakmak. Yani kendi işini kendi görmek.”

Örgü ören bayanlar bilir. Bazen yün yumağının ucu karışır. Bir türlü kayıp ucu, yumağın içinden çözüp çıkarmak pek kolay olmaz. Buluncaya kadar çok uğraştırır insanı.

Aynen bunun gibi sorunlarla dolu bir yumağın ucunu arar haldeyiz. Karışan yumak, ucu bulunup çözüldüğünde sorun, sorun olmaktan çıkacak.

Milletimizin aklı, fikri, bugün bu yumak üzerinde yoğunlaşmış bulunuyor. Yumağın içindeki kayıp, yahut düğümlenmiş ucu bulunduğunda şekil ve boyutu ne olursa olsun, örgü işlemi başlatılır.

Yün yumağını düğümlerinden arındırıp ucunu çıkarmak için başkalarından akıl almaya gerek yoktur. Yardım edecek biri bulunduğunda açılan uçla, yeni bir yumak yapmakla, sorun ortadan kalkacaktır. Küçük imkanlarla karışık engellerin aşılabileceği bilinmelidir.

Dost bildiğimiz çevrelerin bazen ihanetine uğrayan insanların karşı silahı, ataleti yenmek üzere kullanılmalıdır. Züğürt tesellisi şeylerden kaçınıp, kendini avutmak yerine, eylemsizlikten kurtulmak daha doğru olur.

Türkiye önündeki karışık yumağı açmak için, düşmanlarını azaltıp dostlarını artırmak üzere kendine bir yörünge çizmiştir. Bu benzetmede, yalnızlar iskelesine yaklaşıp halat atan vapurlar görülmektedir.

Terör saldırıları, ölen insanlar, şehitler, gaziler, hain ve şeref yoksunu insanlar, ülkeyi bölmek, parçalamak isteyen yabancı odaklar, milletimize acı çektiriyor.

Aslında asıl acıyı, kendine güveni olmayan, boşboğaz ağızlı, geveze insanlar yayıyor. Sosyal yaşantımız, borsadaki hisse senetleri gibi bir iniyor, bir çıkıyor. Birbirimizi algılama kapasitemizin alanında ağaç kurtları gibi dolaşan,

“Dedim.. Dedi’ciler..” milli bütünlüğümüzü kemiriyor..

Safsata, mesnetsiz, dibi boş laflarla kurgulanan “dedim, dedi’cilik” öyle bir hal aldı ki, millete yük olmaya başladı.

Dedim-dedi’cilik illetine yakalananları, milletimizin sağduyusu, bunu ayırt edebilmeli ve mikroskop altında tutabilmelidir.

Sancılı fikir ve düşünce üretenlere değil, dayanışma duygusuna güç katanlara bakalım.

<