FARUK KORÇA

FARUK KORÇA

FARKLI TARAF

DEĞİŞİM ŞART

[email protected]

Gelişmek için değişmek gerekir. Durağan bakış açılarının kimseye bir şey kazandırmadığı ortadadır.

Peki, gelişiyor muyuz? Gelişemedik mi değişiyoruz. Öylesine hızlı, öylesine pervasız değişiyoruz.

Olduğundan farklı bir duruma girmek, başka şekle dönüşmek, her zaman bizi iyiye götürmeyebilir. Kimliğimizi ve şahsiyetimizi oturtma sürecinde, bizi sıkıntıya da sokabilir. Daha güzele gidişat söz konusu ise, işte değişmeyi o zaman olumlu bulabiliriz. Değişmek, gelişmeyi beraberinde getiriyor ise.

İlerlemek, büyümek, genişlemek, olgunlaşmak anlamında kullandığımız “gelişmek” her ne kadar “değişmeyi” içeriyor olsa da, kendisi olarak inkişaf etmek, tekâmül etmektir.

Bunu sosyal seviyede, siyasi, ekonomik, eğitsel ve kültürel düzlemde veya birey açısından etik ve estetik düzlemde ifadelendirirsek, elbette gelişmek için değişmek gerekir.

Gelişim ve değişimin birbirini denetlemesi ve kontrolü akışı sağlamak için son derecede önemlidir.

Değişmemizin bir kaos yaratmaması ve bir gelişme olabilmesi için insanın bir hafıza varlığı olduğunu da fark etmesi gerekir. Bu hafıza bilgi anlamında değil, şahsiyetin temeli anlamındadır. Sorumluluklar, mefkûreler ve bizi bir arada tutan temel bağlar da, değer oluşturmaları dolayısı ile vardır. Değişim ya da gelişim adına bunu dikkate almayan her türlü sözlü ve ideoloji sahipleri tarihi bir sorumluluk taşıdıklarını akıllarından çıkarmamalıdır.

Pandemi ile birlikte hem kişisel alışkanlıklarımız, hem de iş yapış şekillerimiz değişmeye başladı.

Sadece evden çalışma ve Dünya’ya daha hızlı erişme çabamız bile dönüşümün hızlanmasını sağlıyor. O yüzden mobil hayat vazgeçilmemiz oldu artık. Bu hususu dikkate alarak hazırlıklar yapmalı ve Dünya ile rekabette söz sahibi olabilmeliyiz.

Dijital çağ Ülkemiz için çok önemli fırsatların kapısını açabilir, yeter ki biz çağa ayak uydurabilecek hazırlıklarımızı tamamlayalım.

DAVRANIŞLARIMIZI DA DİKKATE ALMALIYIZ

Kişinin davranışı çoğu zaman söylediklerinin önüne geçen ve dikkati çeken, söyledikleri değil davranışlarıdır.

Yalnız siyaset yapanlar değil, fikir üreten ve düşüncesini toplum ile paylaşan herkes davranışlarını dikkate almak zorundadır. Konuşmaları ile prestij kazanacağını düşünen kişiler inandırıcılıklarını kaybediyor.

Geçmişten habersiz yaşayan insanların hata yapma ve kötü örnek olma, ihtimalleri fazladır. Uzun yıllar geçmiş olsa da, insan davranışlarında büyük bir değişiklik olmamıştır. 

Çevremizde oluşan olayları içimizden geldiği gibi değil, akılcı değerlendirmemiz ve olayların arkasındaki gerçek nedenleri görmemiz gerekir.

Toplum içinde yükselmek aynı zamanda insan olarak sakınmamız gereken davranışlardan da uzaklaşmak olmalıdır. Sürekli aynı pozisyonda durmak veya aynı pozisyonu koruma insanı köreltebilir. Çevremizi görmek zorlaşır.

Modern devlet anlayışı, geçmişte oluşan uzun süreli yönetimlerin getirdiği bu olumsuz tutumu değiştirmek, değişimin önünü açmak için bazı yöntem ve esaslar geliştirmiştir.

İnsanın var oluşundan günümüze bir gelişme ve devamlı bir gelişim içinde olduğu tartışılmazdır.

Ne kadar çok bilgi sahibi olunursa, doğru karar vermekte de o oranda başarılı olunmaktadır.

HAFTANIN HİKÂYESİ

Hükümdarın biri gemi ile seyahate çıkmış. Kölesi daha önce gemiye hiç binmemiştir. Hava bozunca ve gemi sallanmaya başlayınca köle zangır, zangır titremeye ve ağlamaya başlamış. Ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın sakinleşememiş. Kimse ne yapacağını bilememiş.

Gemide bulunan bir bilge, Hükümdara “Emir buyurursanız ben onu susturmasını bilirim.” demiş. 

Hükümdar da “Lütfedersiniz.” demiş.

Bunun üzerine bilge köleyi denize atmış. Köle birkaç kez denize dalıp çıktıktan sonra, bilge köleyi gemiye çıkarmış. Köle iki eliyle küpeşteye sarılmış. Bir köşeye ilişerek sakinleşmiş.

Hükümdar sormuş “Bundaki hikmet ne idi?”

Bilge cevaplamış: “Önceden boğulmanın sıkıntısını yaşamamıştı ve gemideki esenliğin değerini bilmiyordu.”

Kıssadan hisse:

Afiyetin değerini belaya uğrayan bilir.

HAFTANIN SÖZÜ

Değişmeyen insanlar akıl hastaları ve vefat edenlerdir.

Doğru ve mükemmel insan iki tanedir. Birincisi doğmamıştır. İkincisi ise ölmüştür.

Sağlıcakla kalın.

<