FARUK KORÇA

FARUK KORÇA

FARKLI TARAF

DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLER

[email protected]

Ne zaman 27 Mayıs gelse o günleri yaşayan biri olarak bunca yıl sonra bile hala taptaze acı ve keder hissederim.

Merhum Adnan MENDERES'in 10 yıl sürecek kalkınma devriminde ışıksız köyün kalmadığı, barajların ve yolların inşa edildiği, fabrikaların açıldığı, Cumhuriyeti Demokrasiyle taçlandıran, Milletin refah ve kalkınma yolunda yürürken önüne konan engel gelir aklıma.

Dışarının, düşman dış güçlerinin içerideki işbirlikçileriyle birlikte yaptıkları kanlı ihtilal ve uyduruk mahkemelerde merhum MENDERES, ZORLU ve POLATKAN'ın hayatlarına son verilişi. O dönemi yaşamış bizlerin bir yanı daima karanlık, ama diğer yanımızda MENDERES’in ışığı hiç sönmemiştir.

27 Mayıs 1960 darbesi Türk Demokrasi tarihinin kara lekelerinin başında gelir. Türk Milletinin vicdanında açtığı derin yaralar uzun yıllar gittikçe büyüdü. Yassıada’nın bir “Demokrasi ve Özgürlükler Adası” olarak imar edilip değiştirilmesi Demokrasi şehitlerimizin iade-i itibarı olup, bir nebze gönüllerimizi ferahlatmıştır.

27 Mayıs’ın yıllarca bayram olarak kutlanması da Milletimizi yıllarca üzmüştür. Bu bayramın kaldırılarak Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda şehitlerimiz için yapılan anma merasimi gönüllerimizi rahatlatmaktadır.

"Yeter söz Milletindir" dedikleri için 60 yıl önce şehit edilenler bugün birer halk kahramanı olarak baş tacı edilirken, o gün Milli iradeyi hâkim kılan, Ülkeyi ekonomik ve siyasal anlamda yükselişe geçiren kadroları “düşükler” gibi hiçbir saygı ve adaba uymayan bir hitapla küçümsemeye çalışıp türlü iftiralarla sahte beyan ve tanıklarla, köpek ve bebek davalarıyla sözde yargılayanlar, bu günlerinin en karanlık noktalarında en kötü ifadelerle anılmaktadırlar.

D.P.'nin 1950 seçimlerinde yirmi yedi yıllık tek parti iktidarını yıkması Beyaz ihtilal olarak nitelendirildi. Anadolu yol-su-baraj-elektrik ve fabrika yatırımlarıyla buluştu. Gerçek bir halk devrimi yapan, on yılda çiftçiyi ve köylüyü fakirlikten kurtaran ve onurlu bir dış politikayla Ülkemizi hem Avrupa'ya hem de Dünya'ya açan D.P. ve onun üç kahraman şehidi vesayet odaklarınca idamla cezalandırılmış olsa da, her 27 Mayıs'ta rahmet ve minnetle anılacaktır.

D.P.'li yedi kadın milletvekili de Yassıada'da yargılanıp, 300 erkek milletvekili ile birlikte aynı zor koşullarda adada çile çekip yapılan hukuk dışı muamelelere maruz kalarak cezalandırılmışlardır. İstanbul Milletvekili Av. Necla TEKİNEL orada doğum yapınca bebeği eşinin kucağına “Al bak” diye verilmiş, annesinden bebeği ayırmışlar ve annelik yapmasını engellemişlerdir.

Celal BAYAR'ın eşi Reşide BAYAR eşini ziyarete giderken kalbi dayanamamış ve kalp romatizmasından vefat etmiştir.

Kurtuluş Savaşındaki hizmetlerinden dolayı Celal BAYAR'a verilen Mustafa Kemal ATATÜRK'ün imzasını taşıyan İstiklal Madalyasına Devlet tarafından el konulmuş soruşturma komisyonu tarafından 250 kuruş kıymet takdir edilmiştir.

Dayak, hakaret ve hırpalanmaya maruz kalan bu insanların kendileri ve aileleri perişan edilmiştir.

En üzücü olay idam malzemelerinin bedeli ailelerinden tahsil edilmesi de Milletimizi derinden yaralamıştır.

Hem yargılama sürecindeki hukuksuzluklar, insanlık dışı davranışlar ve hem de hapis cezaları kabul edilebilir gibi değiller. Çok hazin bir dönem, çok karanlık kötü günler, Türk Demokrasi Tarihinin kara lekesi. Allah bir daha böyle günler yaşatmasın.

TEKERLEME

Fakirliği üçe katladık,

Onları yedirdik, biz aç kaldık.

Güzel vaatler boş çıktı

Halt ettik ihtilal yaptık.

Suçsuz insanları yok yere astık.

Arkasından bayram yaptık.

HAFTANIN FIKRASI

İhtilal yönetiminde Türkiye’nin durumunu merhum Süleyman DEMİREL şu Karadeniz fıkrası ile anlatır:

Bir taka dolusu Karadeniz uşağı Rize’den yola çıkmışlar.

Trabzon’a gidecekler.

Yolda kaptan ölmüş.

Hava da bozmuş.

Şimdi ne olacak ?” diye düşünürlerken Temel Reis ortaya çıkmış “Ben kaptanım.” demiş.

Tayfaları çağırmış.

Ha uşaklar celun bağayım buraya.”

Tayfalar gelmiş.

Pusulayı ceturun.”

“Yoktur” 

“Haritayı ceturun”

“Yoktur” 

Temel Reis tayfaların yüzüne dik dik bakmış.

“O halde kelime-i şehadet ceturun!”

Sağlıcakla kalın.

<