Demokrat olabilmek
Son yıllarda CHP’ye yüklenmek moda.
Aslına bakarsanız iktidarla muhalefet yer değiştirmiş gibi…,
Tüm dünyada siyaset sahnesinde, iktidar partisi eleştirilirken, Türkiye’de tersi oluyor. İktidar ve yavru muhalefet tüm gücüyle ana muhalefete yükleniyor…
İşin bir de ilginç boyutu var.
CHP’nin belgelendirdiği Man Adası dosyası yaygaraya getirildi ve kapatıldı…
Kılıçdaroğlu’nun sunduğu banka dekontlarının sahte olduğu öne sürüldü.
Eğer o dekontlar sahte ise sahte dekont üreten birileri hakkında takibat yapılmaz m?
Sadece sorduk. Bir art niye yoktur..
Gelelim CHP’nin iktidar olamaması meselesine…
Avrupa’da en yüksek oy alan sosyal demokrat parti CHP’dir bu böyle biline…
Son sosyal demokrat iktidar İngiltere’de idi…
İngiltere İşçi Partisi Lideri Tony Blair partisinin tüzüğünde değişiklik yapıldı…
Değişiklik yapılan tüzük maddesi 4. Maddeydi.
İçeriğinde ise ”Tüm üretim araçları devletindir” ibaresi vardı.
Bu madde tüzükten çıkarıldı, ancak Blair sosyal demokrat söylemden vazgeçmedi.
Dediği şey şuydu: Üretim araçlarının kime ait olduğu bizi ilgilendirmiyor. Bizim ilgilendiğimiz emekçinin üretimden aldığı pay…
Bu sözler size bir çağrışım yapar mı bilmem.
Ecevit’in hakça düzen sözcüğünü bu cümleden bulabilirsiniz.
Kılıçdaroğlu’nun, hak hukuk adalet sözcükleri de bu ifadeyi çağrıştırır..
Bu ifadeler Türk Sosyal demokrat felsefesinin temel taşıdır…
Gelelim son CHP Kurultayı’na…
Türkiye’de bir çok partiye nasip olamayan bir demokrasi şöleni gibiydi…
Eleştirilerin aksine; parti içinden aday çıktı ve yarıştı…
Delege tercihini yaptı…
Eleştirilen tek konu ise aday göstermede; imza yeter sayısı…
Oda gelecek ay yapılacak tüzük kongresinde çözüm bulacak…
Bu parti içi muhalefetinde son bulması anlamına geliyor..
Son tahlilde şunu da unutmamak gerekir.
Parti içi muhalefeti olamayan partiler ülkelerine demokrasi getiremezler…
Çünkü kendileri henüz demokrat olmayı öğrenememişler demektir..
Demokrasiyi bilmeyen nasıl demokrasi getirebilir ki…
Önce siyasi kadrolar demokrasiyi içselleştirmeli…
Bize lazım olan bu…
