DENİZDEN GEÇİP DEREDE BOĞULMAK…
Yenigün Gazetesi’nin arşiv sayfaları arasında gezinirken, 9 şubat 2016 günü tanıttığım bir kitap yazısına rastlayınca durakladım. Yazı , Sayın Engin Köklüçınar’ın arşiv taramasıyla oluşturduğu, kadim dostu , arkadaşı Akkan Suver’e vefa niteliğindeki bir kitap çalışmasına ilişkindi.
Kitabı okurken kendimce önemli gördüğüm bazı satırları çizmişim.
Sayın Suver şöyle yazmış/demiş ;
(…) Eğitimli , ahlaklı ve tecrübeli toplumumuzun olmasını istiyoruz. Bunu sadece gençlerimizi okutarak ve eğiterek gerçekleştirebiliriz.
-Sivil toplum kuruluşu siyasi tercihini ceket gibi portmantoya asmalıdır. Aksi halde misyonu oluşmaz. Bir partinin yan kuruluşu gibi olur (...)
- Özetlemek gerekirse; batının görmek istediği büyüyen , gelişen , (…) Türkiye'den çok ; karışık, birbiriyle kavgalı, itiş kakış içinde yaşayan fakir Türkiye’dir (...)
-Modern medeniyetin yüksek standartlarını ulusal hedef haline getirmenin yollarını bulmalı ve insanlarımızı, ulusal kimliklerini tehlikeye atmaksızın evrensel değerler ve oluşumların, ulusal ve ahlaki değerlerin ışığı altında eğitmek zorundayız (...)
-Küreselleşme bizi ortak değerlere odaklanmaya yönlendiriyor(...)
-Fukaraların acizliği, zenginlerin zalimliği, insanlar arasında eşitsizlik, genç neslin itaatsiz davranışları ve yaşamlarımızdaki uygunsuzluklar devam etmektedir.
-Avrasya'nın öneminin Avrupa'ya anlatılması gerekir(...)
Sayın Suver, Türk dünyasında başarıyı sağlayacak dört unsuru ise şöyle özetliyor:.
1-Boru hattı projeleri; Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı projesi...
2- Hayata geçirilecek Avrupa Birliği felsefesi...
3-Hukukun üstünlüğü ve adalet duygusu… Mahkemeler gecikmeden ve zamanında adaleti sağlamakla yükümlü kılınmalıdır...
4-Devletin üç ana görevi; birincisi gençlerini yetiştirmeli (...),ikincisi hastasına , (...) üçüncüsü emeklisine bakmalıdır...
Diyor ve ekliyor;
-Elbette yol yapmak, baraj yapmak hidroelektrik santralleri kurmak, telekomünikasyona yatırım yapmak önemlidir ama genç yetişmez, hasta bakılmaz, emekli yaşatılmazsa, bunların kıymet-i harbiyesi olmaz, olamaz(…)
Yazı, isabetli görüş ve saptamalarıyla güncelliğini koruyor.
İMF’den kurtulduk, ancak faiz sarmalından kurtulamadık. 2003 ‘ten itibaren faiz ödemesi olarak bir avuç aileye giden paraya el koyan iktidar , bunlarla yollar, köprüler, tüneller, hastaneler, okullar, havaalanları yaptırdı. Milli savunma yatırımlarına hız verdi. Ordumuzun savaş kabiliyetini artırdı. Silahları modernleştirdi.
Askeri vesayet sona erdirdi. Tarihin en büyük ihanet ve casusluk örgütü FETÖ’nün inlerine girdi. Genelkurmay koridorlarında görev yapan CİA ,MOSSAD vb. casusluk örgütlerini temizledi. Darbelere, suikastlere, her on yılda bir darbe geleneğine son verdi. İktidar bunları hep halkın beğenisi ve desteğiyle gerçekleştirdi.
Etkili liderliğiyle Sayın Erdoğan 15 Temmuz 2016 direnişini, doğru yönetti; halkın demokrasiyi koruma, kollama bilincini yükseltti.
Türkiye mazlum dünya halklarına emperyalizmin kağıttan kaplan olduğunu gösterdi. İlkeli duruşu , etkili liderliği mazlum dünya halklarına ilham verdi.
Doğu ile Batı arasında önemli bir enerji koridoru olan ülkemiz , dünya barışının stratejik bir noktası ve güvencesi olarak yerini sağlamlaştırdı. Rusya, Azerbaycan boru hatları üzerimiz üzerinden Avrupa’ya uzanıyor..
İpek yolu, Yavuz Sultan Selim köprüsüyle doğuyla Batıyı birbirine bağlıyor.
İnancımız gereği bütün yeryüzünün Allah’ın mülkü olduğunu, dünya nimetlerinin ırk, din, dil, cinsiyet ayırt etmeksizin herkese yeterli olduğu inancındayız. İnsanlar sömürülmesin. Kula kulluk olmasın. İlişkiler kazan-kazan üzerine olsun.
Buna rağmen İstanbul kendine yatırım yapanlara vefa göstermedi. İktidarın belediye başkan adayı kaybetti. Mega yatırım projelerini gerçekleştiren iktidar, denizden geçti ama derede boğuldu…
Sayın Binali Yıldırım, İstanbul’a yatırım israf değildir, demekle yetindi. Yapılan devasa yatırımların yanı sıra “ İnsana yatırım ” gerçekleştirilmemişti. Oysa iktidar partisinin kuruluş felsefesi “ insanı yaşat ki, devlet yaşasın” idi.
Muhalefetin belediye başkan adayı İmamoğlu ise “insana yatırım” söylemini , 200 bin kişiye iş vaad ile ilan etmişti.
Bugünün gerçeği işsizlik ve hayat pahalılığıdır.
Sayın Suver de o günlerde bu gerçeğe işaret etmişti; -Elbette yol yapmak, baraj yapmak hidroelektrik santralleri kurmak, telekomünikasyona yatırım yapmak önemlidir ama devlet gençleri yetiştirmez, hastasına , emeklisine bakmaz, adil olmazsa bunların kıymet-i harbiyesi olmaz, olamaz(…)
(*)Sivil Topluma Adanmış Yıllar AKKAN SUVER