DENİZLER VE SAHİLLER
Yaz mevsimi geldi mi, insanlar deli divane gibi sahillere koşarlar. Özellikle
bizim KKTC’nin sahilleri ve kumulları, gerçekten şahanedir. Güney Kıbrıs’ta bu
kadar güzel sahiller yoktur esasında. O nedenle güneyde yaşayan veya güneyi
ziyaret eden yabancı turistler ve sakinler, sınırları geçerek bizim sahillerimizde
yıkanmayı tercih ederler.
50-60 yıl öncesini düşününce, aklıma hep o çocuk heyecanlarımız ve
deniz tutkularımız gelir. Koskoca kışı atlatıp mevsim yaza girince, Girne
Kapısı’nda otobüsler sıralarınır ve arabası olmayan inanları alıp, bir deniz
kenarına götürürdü. Özellikle üçüncü mil veya altı-altıbuçuk miller hep
gittiğimiz sahillerdi.
Hayata gözlerini deniz kenarında açan insanların yüzme derdi olmaz.
Çünkü hemen hemen her gün denizle içiçe oldukları için, yüzmeyi de öğrenmiş
olurlar. Lakin yüzme bilmeyen çocuklar veya büyükler için her zaman derin
denizde yıkanmak bayağı tehlikelidir. Hatta çoğu kez yüzme bilmeyen
insanların cansız bedenleri çıkar sudan.
Eskiden ülkemizde yüzme havuzları yoktu. Sosyal bir tesisimiz de yoktu,
gençler veya çocuklar ücretini ödeyip denize girip spor yapsın.
Ama şimdi lüks villaların bahçelerinde yüzme havuzları vardır. Hatta bu
durumdaki insanlar, yaz dönemlerindeki deniz özlemlerini öyle giderdikleri için,
nerdeyse o havuzlu evler bile onları tatmin etmez olur sırasında.
Özellikle Girne ve Gazı Mağusa Karpaz yarımadasına yapılan villalar,
gerçekten muhteşem ve sosyal ihtiyaca cevap verecek konumdadırlar.
Sahillerin coğrafi ve atmosferik açıdan durumunu inceleyecek olursak,
herhalde en tehlikeli denizlerin, batı bölgemizdeki açık denizler olduğunu
görürüz. Özellikle Gemikonağı veya biraz doğusu açık denize şeridi olan
sahiller, öylesine bir tehlikeli akıntıyla insanları bir anafor gibi içine ve alır
götürür maviliklere.
Bu bölgede denize girmek gerçekten çok tehlikelidir. En usta yüzücüler
bile o bölgede yıkanırken mutlaka boğulma tehlikesi geçirirler. Bu da, bölgenin
deniz yapısını pek bilmemelerindendir. Özellikle çocuklar için daha da büyük
tehlike arzeder batı bölgesinin denizleri.
Güzelyurt ve Yeşilırmak sahillerinde yapılan mendireklerle yaratılan
küçük koylar, insanların plaj avantajlarını sağlar. Yatırımcılar neden açık
denizlere mendirek veya dalgakıran yaparlar? Yaparlar, çünkü açık denizin
hırçınlığını ve tehlikelerini ancak öyle bertaraf edebilirler.
Bazen belgesel filmlerde görürüz. Özellikle Amerika’nın ünlü
sahillerinde... Binlerce insanın kumsala yayılışını, nerdeyse “iğne atsak yere
düşmez” misali kalabalığını görünce, bu insanlar nasıl hallederler deniz
2
özlemlerini diye bir soru sorası gelir insanın. Tabii ki bizim de içimizden geçen
duygu ve düşünceler olur. “Biz Kıbrıslılar ne kadar şanslıymışız ki şu küçücük
adada bir hayat tüketiyoruz.”
O tipteki ülkelerde, bütün sahil boyunca gözlemci kuleleri ve uzman
yüzücüler görev başında olurlar. O kulelerde görev alan yüzücüler, bütün gün
boyunca sahili ve denizde yıkanan insanları izlerler, herhangi birisi boğulma
tehlikesi geçiriyor mu diye.
Özellikle filmciler hem eğlence yönü, hem de eğitim yönü ile dizi bile
yapmışlardır sahil insanlarının yaşantısı ve deniz kurtarıcılarının hayatı
hakkında.
Yukarıda ifade ettiğim gibi biz Kıbrıslılar yine de şanslı insanlarız. Mesela
okyanusa sahilleri olan ülkelerin insanların denizde yüzerken bile köpek
balıklarının saldırılarına uğramaları hiçtendir. Bereket versin ki bizim
sahillerimizde köpek balıkları yoktur. Veya okyanustan yolunu şaşırıp da
Akdeniz sularına düşen köpek balıkları, bazen bizim balıkçıların ağlarına takılıp
yakalanınca, “Yapma yahu! Demek bizim sahillerimizde de köpek balığı
varmış da bizim haberimiz yoktur” sözünü söyletir insana.
Gerçekten “deniz” deyip geçmeyin. Hani eski insanlar söylerler...
“Katiyen suyla ve denizle oyun olmaz” derdi eski insanlar. O ifadeler
denizin tehikesini koyar ortaya. O bakımdan kendilerini serin sulara bırakan
insanlar, gerekli tedbirlerini de almak zorundadırlar. Hatta küçük çocukları
simitsiz denize bırakmamak lazım.
Bir boğulma olayı gerçekleşmeye görsün. Bir insan hayatı bittikten sonra,
“Keşke denize gitmeseydik” desek de, yine de hayata geç kalmış olmaz mıyız
hatalarımız ve tedbirsizliklerimiz nedeniyle?
Velhasıl yaz dönemindeki tehlikelere ve risklere dikkat çekmek istedim
bugün, halkımızı uyarma açısından.
O bakımdan yaz döneminde ailece denize giden insanların çok dikkatli
olmaları gerekir diyorum.
Deniz bu, başka şeye benzemez velhasıl.