FARUK KORÇA

FARUK KORÇA

FARKLI TARAF

DEPREMİN ANAHTARI

Bu köşede önceki yazılarımda tecrübeli bir teknik adam olarak depreme karşı tek çözüm olan, yeni binalarda yapı denetimin, mevcut binalarda riskli kentsel değişimin ve mevcut yaşam alanlarının yeterli olamayacağını ve nelerin değişmesi gerektiğini açıklamış ve bu yazımı ilgili resmi kurumlara göndermiştim.

Yapılan değişiklikler sebebi ile ben bundan böyle “kentsel dönüşüm” yerine “kentsel değişim” tabirini kullanmak istiyorum. Zira yapılan değişikliklerle kentler hızla değişmeye başladı. Kira yardımları ve yatırım kredilerinin arttırılması isabetli olumlu olmuş ise de istenilen neticelerin, arzu edilen zaman ve seviyede olması yine de yeterli olamayacaktır. Zira riskli binalarda ikâmet eden maliklerin büyük çoğunluğu emekli insanlardır. Bunların faizsiz dahi olsa 70,000.- TL krediyi emekli maaşları ile ödeyebilmesi mümkün değildir. “O zaman çözüm nedir?” diyecek olursanız, imar planları değiştirilerek, hiç olmazsa kat ilavesi yapılmalıdır. O zaman, bu iş müteahhitler için cazibeli hale gelir. İsteyen yapar, isteyen devletten kredi alır, imkânı olmayan vatandaşlara da kısmen devletin desteği sağlanmış olur. Buna rağmen vatandaş işin içinden çıkamıyorsa, T.O.K.İ. devreye girebilir ve bu vatandaşlara T.O.K.İ. konutlarından daire verilebilir.

Güçlendirilme kredisinin 80,000.- TL ve riskli bina yapım kredisinin 200,000.- TL olması doğru bir karar olup, kentsel değişim bu sayede hızlandırılmış olacaktır. 

Güçlendirme ve konut kredisi için azami 120 ay vade ile 400 baz puanlık ve iş yerleri için de 84 ay vade ile 300 baz puanlık kâr payı desteği Emlak Katılım Bankası aracılığı ile vatandaşlara sunulacaktır.

Emlak Katılım Bankası’nın imkânları ile tüm tarafları kapsayan bu üç ana finansman çözümü riskleri en aza indirecek ve taraflara güven sağlayacaktır. Konutlarını riskli yapı kredisi ile dönüştüren vatandaşlar için K.D.V.’nin %1’e indirilmiş olması da uygulamayı hızlandıracaktır. 

Bu sayede piyasalara güven gelmiş olacak ve piyasada inşaat sektörünün önceliğinde bütün işler canlanmış olacak ve salgının yarattığı olumsuzluklar kısa sürede düzelmiş olacaktır.

“Güçlendirme”, “Yerinde Dönüşüm” veya “Alansal Dönüşüm”, bu üç ana finansman modeline göre vatandaşlarımız ve müteahhit arasında sözleşme imzalanarak güçlendirme veya yapım için ruhsat başvurusu yapılacaktır.

Sonraki süreçte ise Emlak Katılım Bankası’nca inşaatın teknik verileri ve vatandaş ile müteahhit arasında imzalanan sözleşme değerlendirilecek ve uygun olan projeler için de banka ve müteahhit arasında iş bitirme protokolü imzalanacaktır. Vatandaşların Emlak Katılım Bankası’ndan kullandığı finansmanlar iş bitirme garantisi anlaşması kapsamında ve inşaatların ilerleme seviyesine göre müteahhit firmaya aktarılacaktır. 

Emlak Katılım Bankası’nın geliştirdiği yeni finansman modelleri ile de hem güçlendirme, hem yerinde dönüşüm ve hem de alansal dönüşümde vatandaşlarla müteahhit firmalar arasında imzalanacak sözleşmelerin üzerinde Emlak Katılım Bankası, müteahhit ile vatandaş arasında garantör olacaktır.

Son aylarda ekonomi ve adalet sisteminde başlatılan reformlar için devlete siyasi partilerimiz başta olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlar destek olmalıdır. Bu reformlara ve yasalara karşı çıkmak en kolay yöntemdir. Önemli olan bu çalışmaların aksak ve hatalı taraflarına teklif getirebilmektir.

Maalesef Ülkemizde Ülke menfaatine de olsa bu tür önemli reform ve değişimler siyasi partiler, gazeteler, köşe yazarları, ilgili kişi ve kurumlar ya iktidardan yanadır, ya da iktidara karşıdır. Oysaki memleket menfaatine olan çalışmalarda topyekûn seferber olunmalıdır. Milli irade bu konuda geldiğinde gereğini yapacaktır.

Elli yıllık bir tecrübeye sahip bir iş ve teknik adam olarak “Hiç olmazsa tabi afet, salgın hastalık ve beynelmilel sorunlarda birlik olalım” diyor, karşı olanlara ise haftanın sözü ile cevap veriyorum.

HAFTANIN SÖZÜ

“Hasan Dağı arpalıktır.

Eğer saban sürerse.

Her köye bir değirmen.

Eğer suyu gelirse.

Her kümesten bir tavuk.

Eğer köylü verirse.

İyi gidiş bu gidiş.

Eğer sonu gelirse.”

Sağlıcakla kalın.

<