DERS ZİLİ ÇALARKEN
Sevgili dostlar, cumhuriyetin kurulduğu yıllarda, özellikle köylerde okuma yazma oranı neredeyse yok denecek durumdaki ülkemizde 17.Nisan.1940 tarih ve 3803 sayılı yasa ile Köy Enstitüleri açıldığında bir benzeri daha görülmemiş eğitim ve kalkınma hamlesi Türkiye için itici güç ve eşsiz bir fırsat olmuştu.
Köy Enstitüsünü bitiren öğretmenlerin yetiştirdiği nesiller ve onların çocukları 1954 yılında kapandıktan sonra bile sosyal hayatın içinde görgüsüzlüğün, bilgisizliğin, kültürsüzlüğün ve magandalığın hiç anılmadığı bir dönem olarak hep daha iyiye, hep daha güzele ve hep daha ileriye sloganlarıyla anıldı.
Köylerde başlayan eğitimin yetiştirdiği bu öğretmenler ve onların yetiştirdikleri öğrencileri topluma ve çevresine numune bireyler olarak ahlak, terbiye, gelenek, bilgi, genel kültürü kişiliklerinde özümsemiş insanlar olarak bulundukları yerlere ışık saçtılar.
Halen çok az sayıda kalan bu insanlarla karşılaştığınızda yansıttıkları görgü, zarafet ve hoşgörülü tavırlarıyla onları tanımak kolaylaşmakta…
Yalnızca tanınması değil aynı zamanda her zaman tavırları, duruşları, toplum içinde var oluşlarıyla sosyal yaşamı da kolaylaştırmaktalar…
Bıyık altından gülmeleri belli olmasa, aldıkları köklü eğitimin hakkını vermek için birbirleriyle yarış içinde olduklarını anlayamayacağız…
Günümüzde eğitim fakültelerini bitiren öğretmenlerimize gelince ;
“ Karşıdan gelirken gördüğünüzde kim ki yüzünde bilgelik, bakışlarında sadelik, tavırlarında nitelik ve nicelik varsa, bir de tertemiz giyimliyse biliniz ki o öğretmendir. Ya da öğretmen annesi veya babasıdır.. Usta yetiştiren ustaların vakarıyla başı yukarıda, dik ve gururlu durur.. Topluma yetişen her faydalı bireyde payı vardır. Ebeveynlerin duasında, anneye, babaya, yaşlılara olan saygıda payı vardır. Ülkesinin ufkunda doğan her güneşte payı vardır.
Bu gün ayakta durabiliyorsak, hayatın her aşamasında doğru nefes alıp vermeyi becerebiliyorsak, ailemizde başlayan ve okulda öğretmenlerimizle devam eden eğitim ve öğretimin sayesindedir. “ ( YENİ GÜN – Günden Güne, ÖĞRETMEN, 27.Kasım.2017– Cevdet TÜTÜNCÜ )
Değerli okurlar, bir ülkenin, toplumun her alanda kalkınmasında eğitim tavizsiz uygulanması gereken vazgeçilmez bir programdır. Milli Savunma Bakanlığı ile birlikte adının başında milli kelimesi bulunan Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye’nin yönetiminde işlevi önemle ve tartışmasız olan bir kuruluşumuzdur. Yıllar boyunca ülkemize faydalı bireyler yetiştirmek, topluma ve ailelerine kazandırmak konusunda olağanüstü gayret gösteren Milli Eğitim Bakanlığımızın çatısı altında görev yapan 1 milyon 77 bin 307 ( 2018 - 2019 ) öğretmenimiz var.
Dünya ülkeleri içerisinde terbiye, görgü, bilim ve kültürle üst sıralarda yer almak ve geleceğe umutla bakmak konusunda görevlerini yerine getirmek için hepsi de canla başla çalışan öğretmenlerimizle birlikte onları destekleyecek olan ebeveyn ve fertler olarak bizlere de çok fazla iş düşmekte…
Dolayısıyla eğitim ve öğretime gereken önemi vererek, gazete ve televizyonlarda artık daha fazla olumsuz sansasyonel cahil maganda haberlerinin yer almadığı, her şehre, her mahalleye, her sokağa aile terbiyesinin, görgünün bilginin hakim olduğu bir toplumda yaşamamızı engellemeye hiç kimsenin hakkı olmadığını bilmemiz gerekiyor…
İnsanlara ve çevreye saygı göstermeye, kendilerine uzatılan eli tutmaya niyeti olmayanlar, bunca devletin, devlet memuru öğretmenlerin, iyi niyetli ailelerin gayretleriyle oluşturmaya çalıştıkları nezih toplumun içinde yer almasınlar. Gerek aile içinde ve gerekse sokağa çıktıklarında herkesin hakkına saygı duymaya mecbur olduklarını artık idrak etsinler..
Ya öğrensinler, bilsinler, kendilerini yetiştirsinler, ya da böylesi cahillikle, magandalıkla toplumun içinde yerlerinin olmadığını anlasınlar…
Ailelerimizin, öğretmenlerimizin, çocuklarımızın iyi bir gelecek için gösterdikleri olağanüstü çaba ve fedakarlıklar kendini bilmez, dengesiz, haksızlığı hukuksuzluğu marifet sanan magandalıklara feda edilemez…
Geleceği sevgi ve saygıyla kucaklamak ve insana yakışan terbiyeyle, görgüyle, gelenekle, bilgi ve kültürle, erdemli ve mutlu olmak bizim elimizde…
İşte, yeni bir eğitim – öğretim yılının ders zili çalarken ailelerimizin ve öğretmenlerimizin yaktığı meşalenin ışığında hepimiz mazeretsiz olarak koşmayı milli bir görev addetmeliyiz.
Her branşta, her basamakta görev yapan cefakar vefakar öğretmenlerimize, eli öpülesi annelerimize babalarımıza ailelerimize, zeki cevval çalışkan bütün öğrencilerimize çıktıkları kutlu eğitim öğretim yolculuğunda sonsuz başarılar diliyoruz…
Esen kalın.