SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

DEVLET SIRLARI..

Günümüzün hassas konularından biri:

“Devlet sırrı..”

Şimdi, devlet sırrının ne olduğuna bakalım. Ülkemizde, devlet sırrı konusunda yasal bir düzenleme vardır. Devletin dış tehlikelere, milli güvenliğine zarar verebilecek, suç olgusuna ilişkin bilgilerin kapsamına göre, eylem ve belgelerin gizlilik altına alınması için sırların örtülenme şekline devlet sırrı denilmektedir.

TBMM Genel Kurulu, Suriye’deki son olaylarla ilgili bir kapalı oturum düzenledi. Bu tür kapalı oturumların tutunakları, devlet sırrı gereklerine uygun olarak 10 yıl süreyle yasaklanır.

Buradan esinlenerek şunu açıklamak isterim.

İkinci dünya savaşının bitiminde, ilk basamak olarak galip üç büyük devlet toplanarak Ortadoğu’nun plan ve haritalarını görüştüler. Almanya’nın ufak bir yerleşim birimi olan POTSDAM’da, Ortadoğu’nun geleceği paylaşıldı. Tarihte “Potsdam Konferansı Belgeleri” olarak anılan bu gizli oturumda dünyaya açıklanmadı. Ta ki, Irak ve Suriye toprakları üzerinde sinsi paylaşma eylemlerine girişilinceye kadar. Potsdam belgeleri 70 yıldan fazla gizli tutuldu.

İşte, Irak ve Suriye ülkelerinin stratejik aksını belirleyen noktadaki işbirliğinin tezgahı böyle kurulmuş bulunuyordu.

Öncelikle ve özellikle çevremizi kuşatan tehlikelere karşı, araştırmacı gazeteciliğimizle, “Potsdam ve Yalta” konferanslarının satır aralarının iyi okunmasını önermiştim.

Birleşmiş Milletlerin doku çatışması, Orta-doğu olaylarıyla ortaya çıkmış bulunuyor.

Türkiye, şimdi sınır güvenliği ve vahim sonuçlara sürüklenen çatışmaların kaygıları peşindedir.

Türkiye Hariciyesinin tarihsel zekası ve strateji yeteneğiyle büyük oyunlar ortaya çıkarıldı.

Savaş sadece meydanlarda kazanılmaz. Akıllı ve kurnaz diplomatlar bu kuralı hesaplayarak, hep mantık oyunlarıyla savaşı kazanmayı düşünürler.

Diplomasi mantığı, tarih boyunca devlet yöneticilerimize özgü derinliği sezebilme ayrıcalığını kazandırmıştır. Siyasetçilerimiz daima, bulunduğu çağdan beslenmiştir.

İnsan vücudundaki hücreler zamanla yenilenir. Araştırmalardan çıkan sonuca göre, sadece beyin hücreleri azalırken yenilenmez. Diplomasi mantığına sahip insanlar tecrübeler kazanarak beyin hücrelerini canlı tutmaya başarırlar. Aslında beyin hücrelerimizin ancak dörtte birini faaliyete geçebildiğimiz söylenmektedir. Bunu, dünya sağlık kurumlarının raporlarından öğrenebiliyoruz.

Çağımız, akıl karıştırıcı olayları servis ettikçe aklımızın kavrama sınırı da buna bağlı olarak büyüyecektir.

Devletler arası dış politikalar, halen beş büyük süper güç tarafından yönlendirilmektedir. Birleşmiş Milletlerin bu rotası düzeltilmedikçe, suları bulandıran kurtlar, kuzulara bahaneler üretmekte devam edecektir. Ama, bir farkla Türkiye çelmelenen taraf olmayacaktır.

Posteki siyasetini öğretecektir.

<