Gül Gökçe Korkmaz

Gül Gökçe Korkmaz

DİJİTAL DÜNYANIN  "TANINMIŞ KİŞİLERİ"

Merhaba Değerli Okuyucularım... 

Biliyorsunuz ki, artık sosyal medya günümüzde çok fazla etkin.  Elimizdeki telefonlar neredeyse bünyemize bağlı birer duyu organımız gibi bizle hareket eder hale geldi.  Hani sokağa çıksak bir anket yapsak çoğu kişi bu duruma eleştirisel yaklaşacak olsa dahi hiç kimse de sosyal medyanın avantajlarından geri kalmayacak pozisyonda diyebilirim. Günümüzde özellikle gençler arasında "fenomenlik " bir meslek haline gelmiş durumda... Ee tabi bir de o meşhur çok tanınmış kişilerimiz var. Geçtiğimiz günlerde bir davete icabet ettim. İçeri bir hanımefendi girdi.  Tesadüf eseri aynı kokteyl masasında bulunuyorduk . Neyse nezaket icabı tanıştık ettik. Sohbetin ilerleyen saatlerinde  " A yoksa sen beni tanımıyor musun ?" diye bir soru yöneltti.  Şaşkınlıkla  " Hayır " dedim. İçimden de kabalık falan mı yaptım acaba diye düşünürken,  sosyal medya hesabını göstererek; işte  şu kadar takipçim var , bu kadar tıklandım... Anlatıyor da anlatıyor.   Hesabın sol köşesinde yazan "Tanınmış Kişi"  ünvanı dikkatimi çekti.   İşim ve sanatım gereği gerek dünya basınını,  gerek yerel basını, ulusal basın ve dijital platformları takip etmeme rağmen kendimi birden kör, cahil hissetmeme vesile oldu bu hanımefendi!  İçimden de  ay pardonda kim tanısın etsin seni diyesim gelmedi değil yani "  Basmışlar amino asit gibi sahte takipçileri tıklanmaları...  

Evet bazı durumlarda bu yöntemlere başvurulabilinir,  kabul ediyorum. Ama önce ulusal ve ya yerel basın da bir kare haberiniz çıksın.  Kurumsal Sanatsal faaliyetlerde bir kendinizi gösterin vs vs...  Mesela benim kısa bir süre önce single şarkım çıktı ve organik tıklanmalar ve altına yazılan saçma sapan yorumları açıp okumadım bile... Çünkü yaptığım işi usulüne uygun yaptığımı düşünüyorum.  İyi bir şirketten çıkması,  profesyonel bir pr ekibiyle çalışmamız  , Türkiye genelindeki bir çok radyoya konuk olmuş olmam , yıllardır süren sabat hayatım,  dergiler , tv kanalları...  Ayol ben daha yeni yeni tanınıyorken sen nasıl hiç birşey üretmeden " Tanınmış Kişi" oluveriyorsun.   Çok istiyorlarsa da olsunlar ayrıca... Ama gerçek dünya ile paralel gidersek daha gerçekçi ve şık duruyor bu sosyal medya işleri.  Ve eklemek istiyorum ; Tanınmak kötü birşey değil...Firmasını tanıtmak,  iş yerinin bilinirliğini arttırmak için bir çok insan dijital reklam uygulamasına dünya kadar para ödüyor.  Ve bir noktada gerekli olduğunu düşünüyorum.  Ama tanımaya lüzum olmayan insanları da temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önümüze koymasalar ...

   Meşhur olmak çok kolay günümüzde... Ama keşke gençler böyle şeylere bel bağlamasa diyorum.  Yaptığınız işi,  sanatı  ve ya kimliğinizi tabi ki de ön plana çıkarmak,  tanıtmak ve insanların dikkatini çekmek herkesin şüphesiz en doğal hakkı ama dediğim gibi ; Tanınmış Kişi olmadan önce tanınmaya değer olup olmadığınızı bir öz eleştiri olarak kendinize hatırlatın bence.  Sosyal medyada fenomensin ama sokağa çıktığında kimse seni tanımıyor.  Bir belediye başkanından bir dernekten bir plaket almamışsın meselâ...Topluma örnek olacak bir tavrın,  üslubun yok ve bazıları da konuşmayı bile bilmiyor ama tanınmış kişisin.  Enteresan vallahi!   Özellikle Türkiye 'de  kışkırtıcı bir akım var bu konu ile alakalı.  Benimde naçizane tavsiyem;  Bu kadar çok tanınıyor ve insanların onayını alıyorsa bir takım şahıslar bence " Tanınmış Kişi "  olmaktan  " Millet Vekilliğine " doğru acilen  terfi etmeleri gerekiyor.  Hoş gerçi  ülke meselelerine de oturdukları yerden ,sosyal medya aracılığı ile açıklık getiren bir takım kişiler de yok değil...

 

<