DİLDE MİLLİYETÇİLİK
Dil milliyetçiliği, bir milletin yaşayan dilini yaşatmaktır. Geleneği olmayan milliyetçilik yoktur. Çünkü gelenek bir milletin geçmişinden bugüne canlı bir şekilde, sözle, yazı ile veya hareket tarzı ile intikal eden müşterek inanç ve duygulardır. Geleneksiz milliyetçilik olamaz, yoktur.
Nihayet geleneği ve geleneksel toplumu açık bir şekilde tarif etmek lazımdır. Atatürk Türk milli benliğini temeli olan geleneklere herkesten çok saygı duyardı. O bu temelleri zayıflatan yabancı geleneklere karşı mücadele etmekteydi. Atatürk toptan batılılaşma kararına varmasaydı, tazminatta olduğu gibi , Türkiye dış görünüşü Avrupalıların, dünya görüşü şarkı bir toplum olarak bırakılmadı, işte o zaman memleket batının kısır bir taklitçi olmaktan kurtulamazdı.
Atatürk daima ısrarla belirtmiştir ki , tam manasıyla bir batılı millet olmak , Türk milletinin benliğini kaybetmesi değil , o benliğini bütün temel değerleriyle ortaya çıkarması ve sonsuz bir gelişme yolunda girmesi demektir.
Kardeşlerim;
Atatürk devrimi, İslamiyet'i fiili tarihi bir durum yaratmıştır. Ve bu, İslam dünyasına örnek olmuştur.
Araplar , İslam'ı altın çağının, geçmişe mal olmuş ölü bir devrin canlandırmasından, Türklerin ise İslamiyet'i dinamizmi temsil ederek onu yenileştirmekten bahsedilmektedir.
Şunu söylemekte yarar görüyorum, dini şahsi inanış gibi gören ve gerçekleri söyleyen kişileri de dinsizlikle suçlayan bir gerici cüruh olduğunu da unutmayalım.
İslam milletleri genel olarak pasif kalmışlar ve hatayı kendilerinde değil , karşı tarafta bulmaya çalışmışlardır. Türkler ise hatayı kendinde görmüş , yaşamak için yeniden yollar aramış ve tepki göstermiştir. Türklerin modern dünyada kendi kuvvetine güvenen dinamik bir millet haline gelmesi çabası herkes tarafından tasdik edilmiştir.
Şunu söylemekte yarar görüyorum, dini şahsi inanış gibi gören ve gerçekleri söyleyen kişileri de dinsizlikle suçlayan bir gerici çürük olduğunu da unutmayalım. Bunlar eskiden de vardı, devamlı da olacaktır. Önemli olan bu gibi yobaz kesimlere fırsat vermemektir. Genç beyinleri aldatmak ve bunları bir robot haline getirmek, din istismarcıların en kolay yol zeminini. Burada Aydınlara, İlahiyatçılara ve devlet yetkililerine çok büyük görev düşüyor. Birincisi cesaret , ikincisi gayri meşru kursları ve öğretileri men etmektir, üçüncüsü Atatürk fikirleri ve yapamadıklarını yapmaktır. Başarı ve ileri medeniyet seviyesi budur.
Dilimizi koruyalım ve geliştirelim...