DİLEKÇELERE GEREK KALDI MI?
Dilekçe, devlet kapısı veya kurumlarına, daha doğrusu ihtiyaç duyulan mercilere bir istek, bir ihtiyacı duyurmak amacıyla yazılan imzalı başvurudur. Tarihsel ismi arzuhaldir.
Vatandaşlar, ihtiyaç halinde isteklerini bu başvuru yazısıyla yerine getirirler. Herkes, gerekli gördükleri kurumlara dilekçe yazma hakkına sahiptir. Dilekçe verme hakkı, Anayasanın teminatına bağlıdır.
Hemen her hakkını hükümet kademelerinde aramaya alışık bir toplum yapımız mevcuttur. Özel veya kamu kurumlarına yazılan dilekçelerle vatandaşlar, bu anayasal haklarını devamlı kullanırlar.
Dilekçeler elle, daktilo veya bilgisayarlarla yazılır. İhtiyaç halinde bunu beceremeyen kimseler ise, ilgili kurumlar önünde faaliyet gösteren arzuhalci diye anılan aracılardan yararlanırlar.
Sorunların takibinde resmi ifadeli ve maksada kolay erişilebilmesi için derin anlamlı üslup kullanılır. Örneğin yasal çerçeveye uymayan isteklerde etkileyici deyimlere özen gösterilir.
Vatandaşın dert, sorun ve isteklerini üst makamlara arz etme aracı olan dilekçelere, her ihtiyaç sahibi dört elle sarılır.
Ancak, devletin teminat altında tuttuğu bu hakka, her kurum cevap verme yükümlülüğüyle bağlıdır. Şimdi burada duralım ve bir satır açalım.
Devir mi değişti, ne olduysa oldu; siz istediğiniz kadar süslü dilekçeler hazırlasanız bile, cevap verecek bir makam bulamazsınız. Buna uyan kurumlara da haksızlık etmeyelim. Artık günümüzde, üst makamlara göndermek nezaketinde bulunan bir çok kutlama mesajlarına verilecek cevap anlayışı, nerdeyse tükenmek üzere..
Eskiden kişiye özel bir üst makama, meram bildirilen yazı gönderilse, mutlaka mukabilinde bir yazışma olurdu. Bunlarda unutulmuşa benziyor.
İş veya özel hayatımızda çoğunlukla yer alan “dilekçe gibi ivedi” konular gündem dışı mı kaldı? Şaka bir yana, artık işe yaramıyor mu?
Devlet, bu gereksinmeye bir ayrışım düzeni getirmişse, dilekçe sahibi vatandaş mutlu olmalı.. Dilekçeye bağlı bekleme “sabırları”nın tansiyonu düşürülmüş görünüyor.
Devletlerin bütün kurumlarıyla işlerlik kazanması halinde vatandaşlara az dert düştüğü için olmalı ki, dilekçelere gerek kalmıyor..
Çok daha rahat bir vatandaş olmanın ilkeleri içinde bunu da sayabilirsiniz..
BİR DOĞRU SÖZ: “Eleştirmecilerin söylediklerine kulak asmayın. Şimdiye kadar hiçbirinin heykeli dikilmemiştir." (Sibellus)