ASIM ÇALIK

ASIM ÇALIK

DİRK TUFAN – OZAN KUYT

Bitmez tükenmek bilmeyen enerjisiyle sahada basmadık yer bırakmıyordu adeta. 2008-2009 sezonunda teknik direktörü Rafael Benitez tarafından; “Mr. Duracell”, “Pili bitmeyen Adam” olarak adlandırılmıştı Hollanda’lı oyuncu Liverpool için oynarken. Benitez o dönemde bir gazeteye verdiği demecinde; “Oyun stilinden dolayı Kuyt’ı pili bitmeyen adam olarak isimlendirebilirsiniz. O her zaman koşar ve oyununu durmadan devam ettirir. Arkadaşlarına pozisyonlar hazırlaması, goller atması, takım için oynaması onu önemli bir figür yapıyor sahada. Ayrıca oyunu değişik şekillerde oynayabilmesi, ilk onbir için yerini de garanti ediyor” demişti.

Ne kadar da benziyorlar birbirlerine değil mi? Dirk Kuyt Liverpool’da oynamaya başladığında 25 yaşındaydı. Ozan da Fenerbahçe’ye geldiğinde 20’sindeydi. Bu sezon Kuyt’ın Liverppol’a transfer olduğu yaşta Ozan, 11 günde tam 4 karşılaşmada mücedele etti genç oyuncu. Milli maçlarda 2 gol attı ve şahane oynadı. Hep ilk obirde başladı. İzmir’de de öyleydi. Penaltı yaptırdı, yine çok iyi oynadı. O da Kuyt gibi sahanın her yerindeydi. Sadece Göztepe önünde değil; Almanya, Rusya ve Sırbistan mücadelelerinde de öyleydi. Kanımca Fenerbahçe’nin yeni Kuyt’ı, yeni “Mr. Duracell”i OzanTufan’dır. Ozan 6-8-10 numara pozisyonlarını rahatlıkla oynayabilmekte, Gökhan ve Sangare’nin yokluğunda sağ bek olarak da görev beklemektedir daha önceki sezonlarda oynadığı gibi. Dirk’de ön tarafın her bölgesinde oynayabiliyordu hatırlarsanız. Hatta bir keresinde, 2014 Dünya Kupasında Hollanda Milli takımı hocası Louis Van Gaal tarafından sağ bekde bile görevlendirilmişti. Her ikisininde ortak yanları “Görev Adamı” olmaları özetle.

Bu maçla birlikte Fenerbahçe’nin orta saha düzenide gözler önündedir artık. Gustavo-Sosa-Ozan üçlüsünün sakatlık, aşırı yorgunluk ve cezalı olma durumları dışında pek değişeyeceğini  zannetmiyorum. Hele ki bu form düzeyindeyken Ozan’ı yedek klübesine çekmek hayli zor bir karar olacaktır Erol hoca adına. Bulut, Sosa ve Gustavo dışındaki diğer üçlüden; Bu karşılaşmada Valencia – Ozan – Pelkas idi, önde sürekli rakibe pres yapmalarını istiyor. Kanımca öndeki bu üç noktada kim oynarsa oynasın Erol hoca’nın istediği oyun şekli;  rakibe basan, pres yapan, ribaundları alan, toplu ve topsuz koşu yapan ounculardan kurulu bir senaryoyu pratiğe geçirmek. 

VAR DERSEM ÇIK YOK DERSEM ÇIKMA!

Fenerbahçe için iki farklı öne geçtikten sonra oyunun sıkıntılı anları başladı İzmir’de. Bunda iki farklı oyunun getirdiği fazla rahatlık, psikolojik olarak etkili olsada, İlhan Palut hocanın skor 1-3’e geldikten sonra beş dakika içinde yaptığı değişikliklerde farklılık yarattı Göztepe adına. Ndiaye ve Obinna tercihleriyle oyuna kenardan geç kalmadan müdahale eden Palut, ikinci golünde gelmesiyle ev sahibine cesur bir futbol oynattı Fenerbahçe karşısında skoru dengelemek adına. 

VAR’a gelince. Hakikaten bu VAR var mı yoksa YOK mu içler acısı durumlar yaşanıyor karşılaşmalarda. Fenerbahçe lehine verilen penaltı öncesinde orta hakemin Ozan’ın Halil’e yaptığı faül’ü süzememesi bir yeteneksizlik mi yoksa pozisyonu çözememesi mi bunu hakikaten söylemek zor. Ne kadar faül, o kadar faül işte. Çünkü çok net.

Bu arada Fenerbahçe’nin kazandığı penaltıda da herkes uyudu! Say say bitmez inanın. Orta hakem, VAR, AVAR ve karar verici her kim varsa; Ozan’ın ortasında Andre Poko’nun topa temasını göremediler. Dahası Ozan itiraz etmeseydi penaltı da güme gidecekti. Ancak şunu bir kez daha vurgulamalıyım ki penaltı öncesindeki faül pozisyonundan dolayı Göztepe lehine faül çalınması gerekiyordu. Göztepe’nin penaltı pozisyonundaysa VAR, orta hakemi; “Pozisyonu tekrar izle” şeklinde uyarma zahmetine katlanmadığı için olmayan penaltı da maalesef olur hale getirildi. 

Yetmiş dakika Fenerbahçe, yirmi dakika Göztepe oynadı. Ve bu yirmi dakikalık, uzatmalarla yirmi altı, yoğun çaba Göztepe’nin Fenerbahçe’den puan koparmasına yetmedi.

<