D.ALİ GÜLTEKİN

D.ALİ GÜLTEKİN

DİZİLER, FİLMLER, BASIN-YAYIN VE SOSYAL MEDYA

Bir toplumun, bir milletin güçlü ve yenilmez olabilmesi için en önemli ve üzerinde durulması gereken kurum aile kurumudur. Aile olmazsa millet olmaz ve aile olmazsa devlet olmaz. 

Ailenin temeli bir erkek ve bir kadının evlenmesiyle atılır ve çocuklarla büyür, gelişir. Ailelerden millet oluşur ve milletten devlet ortaya çıkar.

Ve bu gün kimse farkında olmasa da, aile kurumu çok ciddi tehlike altında. Ve aile kurumuna en çok zarar veren, diziler, filmler, basın-yayın ve sosyal medyadır. Artık özgürlükler adı altında yapılan yanlışlara dur demek, hepimizin boynunun borcudur.

Emperyalist sistem bir milleti nasıl yok edeceğini çok iyi biliyor ve önce işe aileden başlıyor. Cinsiyetlerle oynuyor, evlilik müessesini yok etmek için, birlikte yaşamak gibi bir kavram ortaya atıyor, eşcinselliği pompalıyor ve bunu medya eliyle olağan hale getiriyor. 

Ayrıca alkol ve uyuşturucuya özendirerek, modernlik, çağdaşlık ve Avrupalılık gibi isimlerle  beyinlere yazıyor.

Baş tacımız olan kadınlar,  kadın-erkek eşitliği, cinsiyet ayrımcılığı ve feminizm gibi süslü laflarla kandırılıyor, kadının kadın olduğu unutturularak modern köleler haline gelmesi sağlanıyor.

Ve kadın neredeyse her yerde sadece cinsel bir obje olarak kullanılıyor. Erkeğin, aile reisi sorumluluğu yok edilerek tembel, sorumsuz ve feminen bir karakter yaratılıyor.

Tam da bu noktada şarkıcılar, oyuncular, yazarlar-çizerler, sanatçılar, yani halkın hayran olduğu isimler ön plana çıkıyor. Magazin programlarında aslında illegal olan yaşam tarzlarını ballandıra ballandıra  anlatarak, beyinlere kazınması sağlanıyor. 

Yani bir milletin ahlak, gelenek ve görenekleri göz göre göre yok ediliyor. Farkında olmadan aile kurumu ortadan kaldırılıyor.

Bu gün gelinen nokta tehlikeli bir noktadır. Evlilik müessesesi tehlikede ve aile korumasızdır. Gençler evlenme, aile kurma konusuna sıcak bakmaz duruma gelmiştir ve boşanmalar günden güne artmaktadır.

Aşk, sevgi, saygı gibi kavramların içi boşaltılmış, şiddet alabildiğince artmıştır. Herkes vaktinin büyük bir bölümünü sosyal medyada geçirir hale gelmiş, özel hayat diye bir şey kalmamış ve sıra dışı yaşamlar en fazla beğeni alan paylaşımlar haline gelmiştir. 

Ne olacak bu gidişin sonu? Nerede son bulacak?

Eğer sorumlular sorumluluklarını yerine getirmezlerse tamda Siyonistlerin, emperyalistlerin istediği gibi milletler ve dolayısıyla devletler yok olacaktır.

Çözümsüz mü? Elbette hayır. Çözüm aile reislerinden başlamak üzere toplumun duyarlı hale getirilmesi ve devletin bu konuya el atması, meydanı boş bırakmamasıdır.

Diziler, filmler, basın-yayın ve sosyal medya madem hayatımızın olmazsa olmazı haline geldi. O zaman devlet eliyle duruma müdahale edilmeli, halk bu konuda bilinçlendirilmeli, aile hayatını özendirici, inanç, ahlak, maneviyat, adet, gelenek ve göreneklerimizi öne çıkaran diziler filmeler yapılmalı, çarpık ilişkiler ve şiddet içeren ne olursa olsun izin verilmemelidir.

 “Aile hаyаtının güzelliği gibi hiçbir şey yoktur. Bir memleketin yükselmesi; ev ve аile muhаbbetine bаğlıdır “der,  Chаrles Dickens  

Unutmayalım, aile toplumun temelidir.

Ve Hz. Peygamberin bir sözüyle bitirelim yazımızı

Sizin hayırlı olanınız, aile efradına hayırlı olanınızdır.

<