DOĞRU KADRO MİMARİSİ
Bulut yorgunları kenara, diri olanları sahneye davet etmişti kadrolara baktığımızda. İşte tam da böylesine zamanlarda ortaya çıkıyordu doğru kadro mimarisinin önemi. Gökhan sakat, mili maçlardan dönenler dinlenme sürecindeydiler. Üstüne korona olanlar da vardı. Hal böyle olunca Mert, Cisse, Perotti ve sağ bek olarak Lemos yeni görevlerine soyunacaklardı Ankara'da. Hem hoca için hem de takım için her yönüyle bir test maçıydı aslında. Yeni isimlerin ilk 11 oynamasıyla "Kulübeden sahaya" yansıyan bir uyum süreci de gözlenecekti geniş kadronun verdiği avantajla.
Pelkas; Ozan, Mert ve hatta Sosa'nın olmasıyla ya sol ya da sağ önde oynayacak anlaşılan. En iyi oynadığı yer olan 10 numara pozisyonundan uzakta kalacak gibi. Umalım ki Deniz Türüç’ün yaşadığı verimsizlik sürecini tecrübe etmez. Kanımca gözler Mert-Cisse-Perotti üçlüsündeydi. Mert Hakan nihayet Sivasspor günlerini andıran mükemmel bir gol atsa da Fenerbahçe çok baskılı gözükmüyordu. Gençlerbirliği de neredeyse dipte olmasına rağmen beraberliği kovaladı golün arkasından. Diego; Tisserand ve Serdar'ın arasında boy avantajını da kullanarak tabelaya dengeyi getirse de Perotti'nin penaltısıyla devre 2-1 sarı lacivertlilerin lehine kapanıyordu.
Bence penaltı ağır bir karar gibiydi sanki. Perotti'nin ayaklarına gelen darbe penaltı için yeterli miydi inanın emin olamadım ekranın önünden. Bu arada ilk devrede göze çarpan iki nokta vardı. Birincisi, Mert'in attığı gol sonrası görünmez adam kimliğine bürünmesi, ikincisi de Genclerbirligi'nin sürekli kendi sol kanadını kullanmasıydı. Lemos sokak tabiriyle yerini yadırgadı. Yapılan yamanın dikiş tutmaması Uruguay’lının alışık olmadığı pozisyonda oynamasıydı. Lemos-Ozan değişikliği olabilir mi diye beyin fırtınası yaptım ikinci yarı başlamadan kendi kendime!
SOSA GİBİ BİR VİRTİÖZÜNÜZ VARSA
Sosa daha 46'da farkı ikiye çıkarınca maç devre başlar başlamaz bitti psikolojisine geldi. Gol öncesinde Mert'in topun taca çıkmasına izin vermemesindeki gayretine alkışlarla karşılık vermek lazım. Tekrar görünür yaptı kendisini Hakan. Tabii ki Pelkas'in asistini de unutmayıp bir yerlere not etmeli.
Perotti'nin sol çaprazdan yaptığı düzgün vuruş, Sosa'nın Serdar'ın kafasına kondurdugu meşin yuvarlağın Ozan dokunuşuyla filelere gidişi gözümüze çarpan aksiyonlardandı. Kaleyi bulma konusunda çok ustaydı sarı lacivertli ayaklar bu karşılaşmada. Beş vuruş ve filelerle buluşan beş gol, tek vuruş o da direkten dönüp gelen Samatta'nın aşırtması.
Aslında maçın özeti gibiydi maç önü ve maç içinde yaşanılanlar; Bir, kadro mimarisinin doğru ya da doğruya yakın yapılması size kadro genişliği sağlar. İki, attığınız her vuruş kaleyi bulup tabelaya yansırsa galibiyeti alıp gidersiniz böylesine kolay bir şekilde. Ancak bu maç derbi öncesi bir ölçü olur mu diye de düşünürseniz, cevabım tablonun biraz sisli olduğudur.