İBRAHİM GÜLEÇ

İBRAHİM GÜLEÇ

DOKSAN DOKUZU

Hoca sabah namazı kıldıktan hemen sonra 
El açar dua eder dizine vura vura 
Hey Allah'ım kadirsin cevap ver, der sesime 
Her şey elinden gelir, şöyle bir bak halime 
Şöyle bir kese akçe versen müşkülüm biter 
Giderir ihtiyacım, çok yokluk çekmişim der 
ihtiyacım fazla der en azından yüz olsun 
Doksan dokuz istemem yüz olsun ki düz olsun 
Hoca birkaç gün böyle durmadan tekrar eder 
Onun bu dileğini komşusu merak eder 
Hemen koşar sarrafa bu durumu bildirir 
Hoca'nın muzipliği sarrafı da güldürür 
Peki der, bu Hoca'ya bir oyun oynayalım 
Keseye yüz değil de doksan dokuz koyalım 
Doksan dokuz akçeyi hemen keseye korlar 
Hoca dua ederken bacadan bırakırlar 
Hoca bir heyecanla hemen keseyi kapar 
Söylemiştim Allah'ım sende çok keramet var 
Hemen keseyi açar elleri titreyerek 
Başlar tek tek saymaya şükür Allah diyerek 
 Birkaç sefer tekrarlar altın yüzden bir eksik 
Buna da çok şükür der gülümser kesik kesik 
Sayma işi bitince keseyi bir okkalar 
Sakalına sürterek hemen cebine koyar 
Bunu gören komşular akçeler gitti derler 
Hu, Hoca hu, diyerek, bacadan seslenirler 
Hoca, hani ne oldu yüz altındı dileğin 
Eksiğini görünce dayanmadı yüreğin 
Karışma Hak işine, o bildiğini verir 
Doksan dokuzu veren o biri de gönderir. 

 

<