CEVDET TÜTÜNCÜ

CEVDET TÜTÜNCÜ

DOKTORU KATLETMEK

   Sevgili dostlar, İlk insan Hz. Adem Peygamberin oğulları Kabil’in Habil’i öldürmesiyle ( bkz. Kur’an-ı Kerim; Maide-27, Maide-28, Maide-29, Maide-31) başlayan insanlık tarihinin ilk cinayetinin üzerinden binlerce yıl geçti ve bu süreçte bir insanın diğer bir insanı öldürmesinin yaşamın en büyük gafleti, hatası olduğu kim bilir kaç kez yazıldı çizildi…

   Yazılıp çizilmek bir yana bir insanın diğer bir insanı öldürmesinin bütün insanları öldürmekle eş değer ve telafisi imkansız ne kadar büyük bir günah olduğu ( bkz. Kur’an-ı Kerim; Maide-30, Maide-32), böyle bir eylemi gerçekleştirenin “Ziyan edenlerden olduğu” Cenab-ı Allah tarafından açıkça ilan edilmiştir. Böylesine ilahi bir ikaz, insanlar arasındaki ilişkimizi ileri ve tehlikeli bir boyuta vardırmadan ne denli hassas, temkinli ve tedbirli olmamız gerektiği konusunda açık bir mesaj niteliğindedir.

   İlahi mesajı bilmek ve toplumun sosyal yapısını ortaya koyan iyiye veya kötüye yönelmek eğilimlerinde eğitim seviyesinin temel faktör olduğu bütün bilimsel araştırmalarda defalarca kanıtlanmıştır.

Özellikle eğitim öğretim seviyesinin yüksek olduğu ülkelerin eğitim programlarında ve ülkemizde de okullarımız, öğretmenlerimiz tarafından cehaletin giderilmesine yönelik çalışmalarda, insanların medeni bireyler olarak yetişmelerini sağlamak açısından bir insanın başka bir insanı değil öldürmek, üzmeyi dahi aklından geçirmemeleri konusu sıklıkla vurgulanmaktadır.

Burada ülkelerin eğitim programlarını titizlik ve yoğunlukla uygulamaya koymaları kadar önemli bir husus da, bu programların öneminin farkında olarak, bireylerin kendilerinin de ne denli önemli bir rolü yüklendiklerinin bilincinde olmalarıdır.  

Değerli okurlar, 12 ay önce Gazetemizin 18.Eylül.2017 günlü baskısının  “ Günden Güne “ köşesinde;

   “ Daha somut örneklere geçecek olursak bilgisizlik; Hipokrat (bkz. Hippocrates MÖ.460 – MÖ.377) yemini eden, kendi vicdanını hastasıyla Allah’ın arasına tereddütsüz teslim eden bir tıp doktorunu, yakınına kasıtlı olarak ilgi göstermediği iddiasıyla oracıkta çekip vurarak öldürmek, yıllar süren onca zorlu çabayı bir anda boşa çıkarmak, toplumu değerli bir bilim insanından yoksun bırakmaktır. ”

   Yorumumu sizlerle paylaştım.

   Geçtiğimiz hafta kendisini ilime adamış bir insanın, bir tıp doktorunun daha katledildiği haberiyle Türkiye bir kez daha sarsıldı..

Elbette eğitimsizlik bir günde, bir yılda üstesinden gelinebilecek bir sorun değil ancak, Gazetemizin  27. Ağustos.2018 tarihli baskısında ise; 

“ Biz gazetecilerin asıl görevi; övsek ya da eleştirsek dahi yine de aynı çerçeve içerisinde toplumu bilgilendirmek, yol göstererek iyiye ve güzele yöneltmekse, sonucun olumlu olduğunu gördüğümüzde görevimizi yapmış olmanın mutluluğunu yaşarız.

Bu mutluluğa ulaşmak için aynı konuda olsa bile defalarca yazarız, yazarız da yazarız… ”

Düşüncemi dile getirmiştim.

Bilgisiz, kültürsüz olarak rastgele hasbelkader yaşamanın toplumda ve ailenin yapısında ve insanın bizzat kendi hayatında yarattığı tahribatı, olumsuzluğu gördüğümüz sürece yukarıdaki görev prensibimizi taşımaya devam edeceğiz.

Bu nedenle yazılarımızda zaman zaman olabilecek tekrarlar sizi sıkmasın.

Gidilmedik kütüphane kalmayıncaya kadar, sayfaları didik didik edilmemiş gazete, kitap, dergi ve mecmua kalmayıncaya kadar yazarız..

Suç işlemenin hoş görülmediği bilinci oluşuncaya kadar yazarız..

Cezaevine giren birisinin kendisinin ve ailesinin hayatını tam anlamıyla yıkıma uğrattığı gerçeği anlaşılıncaya kadar yazarız..

Her ne anlaşmazlık olursa olsun silaha bıçağa başvurmadan çözüme kavuşabileceği inancı oluşuncaya kadar yazarız..

Eğitimli, medeni, görgülü ve bilgili olmak konusunda Dünya’ya örnek, lider oluncaya kadar yazarız, yazarız da yazarız

Hayatı  medeniyet kıstaslarında ele alıp değerli kılan, ilk insandan farkı olandır.

İlk insandan farklı olmamız gerektiğini ortaya koyuncaya kadar yazarız..

Esen  kalın.

 

<