DOLAR YALANLARI (2)
Dolarla yatan, dolarla kalkan bir millet olmanın sevdasına kapılmış gidiyoruz. Gözlerimiz her gün dolar endeksleri üzerinde dolaşıyor. Dolar kanatlanıp uçtukça bazılarının yüzü gülüyor, bazılarının da suratları buruşuyor.
Herhangi bir vatandaşa bu konu açıldığında, devlet iflasa gidiyor diye, felaket tellallığı yapılıyor. Bilen de konuşuyor, bilmeyen de çeşitli yalanlar piyasaya sürüyor.
İşte, böyle bir ekonomik endişeler içine düşüldükçe piyasa simsarları, “dolar yalanları” ile ticari düzeni kundaklamaya yönelirler.
Bunun yansımaları, daha çok politik endişelere yol açar.
“Eyvah, ülke fakirleşecek! Devlet bütçesi iflas edecek. Yatırımlar duracak. İşsizlik artacak. Orta gelirliler yoksullaşacak, dükkanların kepenkleri inecek. Kısacası, ekonomik bir felaket yaşanacak.. İşte, alışık bulunduğumuz:
“Ürkütücü sözleri” bunlar olacak.
İthalat ve ihracatın gerileyip, döviz açığının artması halinde devletin Türk parasının kıymetini sabit tutması da bir çare değildir. Bu defa da sosyal dengelerde bozulmalar yaşanır. Geçmişte bunun örneklerini çok gördük. İthalatçı kazanmış, devlet kaybetmiştir.
Geçmişteki hükümet dönemlerinde bunun kanıtı çoktur. İthalatçı kesim daima korunmuştur. Hemen soralım:
“İthal edilen mallar ucuza mı satılmıştır?”
Lisans satın alınmak suretiyle Türkiye’ye gelen malların giriş değerleri, dolar üzerinden yüksek gösterilerek, ithalatçının çıkarına bir mekanizma işletilmiştir. Geçmişteki kotalarla, ithalatçı ilişkilerini de hatırlayalım. İthal edilen mallar, dış ülkelerdeki değerlerinin üzerinden bizim piyasalara sürülmüştür. Büyük ithalatçılarla görüntü veren dolar girdi-çıktıları, neden halkın yararına işletilmemiştir?
Burada önemli bir konuyu açıklıyoruz.
Döviz politikamız, dolar yalanları üzerine kurulduğundan hükümet ve halk kandırılmıştır. Türkiye ekonomik bunalımdan tam kurtarılmakta iken, süper ülkelerin “dolar fırıldakçıları” yüzünden, devlet kendi cebinden prim ödeyerek korumacılık üstlenmiştir.
Türkiye zenginleşir mi?
Hayır. Mal satmadan zenginleşmiş bir firma düşünülebilir mi?
(2) Günümüze uyarlığı nedeniyle tekrar yayınlandı.