FARUK KORÇA

FARUK KORÇA

FARKLI TARAF

DÖRT MEVSİM

[email protected]

Öyle bir zaman yaşıyoruz ki menfaatler değerlerin önüne geçti. Hayatta para her şeyin önüne geçti. “Benim çıkarım, benim kazancım” her şeyin önüne geçti. Geriye sadece "Ben" kaldı. "Sen" yok.

İnsanlar "Değerli" olmaya, vücutlar "Önemli" olmaya çalışıyorlar. Şartlar ne olursa olsun, umudunuzu kaybetmemelisiniz.

Mutlu olmanın iki yolu var. Ya isteklerimizi azaltacağız. Ya da imkânlarımızı zorlayacağız. Biz ne isteklerimizi azalttık, ne de olanaklarımızı zorladık. Kısa yoldan köşeyi dönmeyi hedefledik. Ancak bir şey ıskaladık. Hayatı ve onu değerli kılan unsurları ıskaladık.

Hayat havaya uçurduğumuz beş balonla oynanan bir oyundur. Bu balonlardan sadece bir tanesi lastik bir toptur. Diğer dört tanesi uçan birer balondur. Bu balonlar ailenizi, işimizi, sağlığımızı, dostlarımızı ve benliğimizi temsil ederler. Bu beş balon içinde bir tek işimiz lastik bir toptur. Düşürürsek zıplatabiliriz. Ancak diğer dört balonun ipinin ucunu kaçırırsak, uçar gider ve kaybolur. Bunu bilmeli ve hayatımızı bir dengeye göre kurmalıyız. Oysa hepimiz bu lastik topu tutabilmek uğruna diğer balonların ipinin ucunu kaçırabiliyoruz. Dostlarımızı çantada keklik sanmayın, sıkıca sarılın onlara.

Tıpkı balonun ipini tutar gibi ipin ucunu kaçırırsanız onları kaybedersiniz. Hayat anlamsız olur. Hayatı çok hızlı koşmayın, nereden geldiğinizi ve nereye gittiğinizi unutmayın. Hayatı bir yarış değil, her anının tadı çıkarılması gereken güzel bir seyahat olduğunu sakın aklınızdan çıkarmayın. 

Dün tarih oldu, dünü unutun, yarın bir sınav ama korkmayın, bu günün kıymetini bilin ve yaşayın.” 

Aklı fikri para olanların önemli bir sorunu var demektir. Para çok işe yarıyor olabilir. “Para her şeyi yapar“ diyen, para için her şeyi yapar. Ama yaşam boyu “Para!” diye çırpınan biri o kazandığı parayı çoğu kez yaşlılıkta, doktorlara, hastanelere verir. Yalnız paranın değil asıl zamanın kıymetini iyi bilin. Zaman, iri bir kalburun deliklerinden akıp durmakta.

Kibirli olmaktan sakının. Kibir, kin ve intikamla yaşar. Ama sevgi kibri barındırmaz. Her şeyin başı sevgidir. Ortaya bir tepsi baklava koyun, yemeye başlasın herkes, bir süre sonra tepsi boşalır. Oysa ortaya sevgiyi koyup paylaşın, sevgi arttıkça artar. Paylaştıkça artan tek şey sevgidir.

Hayat dört mevsimdir. İlkbahar "çocukluk çağıdır". Yaz mevsimi "gençlik", sonbahar "orta yaş", kış mevsimi ise “yaşlılık” dönemidir. Yaşlanmaktan değil, ihtiyarlamaktan sakının. İhtiyarlık "karakış " demektir. 

Kış kışlığını nasıl yapacaksa, ihtiyarlıkta da unutkanlıklar başlayacak. Ancak ölenlerin hepsi yaşlı değildir. Gençliğinizin kıymetini bilerek yaşayarak sağlıklı yaşayın. Gene de dört mevsimi yaşamaya bakın, iyi yaşayın.

Umudunuzu sakın kesmeyin.  Umut bitse Dünya durur. Umut ayrıca emekte ister. Emeksiz olmaz. Hayat ta emek ister. Yaşamaya emek vereceksin. Geldin Dünya'ya yattın sırtüstü, hiçbir katkın olmadan gidiyorsun. Yok, öyle yağma. Üreteceksin. Dünya'ya bir katkın olacak. Baba parası ile sırtüstü yatarsan, adamı sırt üstü yatırırlar, bir daha kalkamaz, sürünürsün. Yaşlanmadan önce, iyi adam olmak lazım.

HAFTANIN ŞİİRLERİ

Ben gittikten sonra,

Sen,

Yavaş, yavaş yaşlanırken,

Annenin güzel yüzüne,

Benzeyecek yüzün.

Ve ara sıra,

Ben aklıma geldiğinde,

Belki yüzünde,

Bir gülümseme olacak.

Belki biraz hüzün.

Güzel günlerimiz,

Gelecek aklına.

Cunta adası, mesela.

Ben bulmaca çözerken,

Sabahları salon kapısına gelip,

Selam çakışın.

Bana gülümseyerek bakışın.

Bir film şeridi gibi ,

Geçecek aklımdan.

Belki,

"Keşke benim ihtiyar 

Yanımda olsaydı" diyeceksin.

Ve bir gün,

Çok, çok ileride.

<