Dünyanın baş delisi: "Abbas yolcu Trump"
“Bir delinin kuyuya attığı taşı, bin akıllı zor çıkarır!” diye bir söz vardır.
Ne kadar doğru, değil mi?
En son örneği, dünyanın süper ülkelerinin başında gelen ABD’de Çarşamba günü yaşandı.
ABD gibi bir ülkede, fiilen devlet başkanıyken Donald Trump denen adamın, yaptığı mitingde taraftarlarını, kendisini bile görevden alabilecek güce sahip “kongre”nin binasına baskın yaptırmadı mı?
***
Tüm dünyanın şaşkınlıkla izlediği ABD kongre binası baskını, infial uyandırdı.
Kimilerine “Arap Baharı”nı hatırlattı, kimilerine de, mazideki “faşist halk hareketleri”ni akıllara getirdi.
ABD’deki eylemin benzeri başka bir ülkede olsaydı, “olağan” bile karşılanabilirdi.
Peki ABD kongre baskını neden “olağan” karşılanmadı?
Kuvvetler ayrılığının her yönüyle başarılı uygulandığı bir ülkede, yönetim taraftarlarını illegalliğe yönlendirir mi?
Elbette böyle bir durumun “mantık”lı izahı yoktur.
Ama, baş yönetici bizzat, taraftarlarını illegal eyleme yönlendirirse, o zaman toplum yapısı sorgulanır.
***
Biliyorsunuz değil mi?
Ülkemizde de var olan bir yasanın neredeyse tüm dünyada olduğunu.
65 yaş ve üstü bir insan, sahip olduğu herhangi bir varlığını, doktorun “akıl sağlığı yerindedir” raporu olmadan satamaz.
Hatta, bu raporun işlemin yapılacağı günkü tarihi taşıması da şart!
Ama, 65 yaş üstü bir insan, parlamento, muhtarlık gibi seçimlere katılabilir.
Yani, bu duruma göre, “akli melekeleri” yerinde olmayan bir insan da, kendisini seçenleri yönetebilir!
Her türlü taşıtı kullanabilir, oy verebilir, gerekli oyu alırsa da seçilip yönetici olabilir!
Saçma, ama gerçek!
***
Ülkemize de, tüm dünyamıza da genç yöneticiler şart!
Yöneticileri genç olan dünya, dinamizm kazanır!
Kararları alan genç beyinler, hata da yapsa, yanlıştan daha kolay döner!
Benim gibi 65’i aşmış insanları genç yöneticiler, tecrübelerinden yararlansın diye “danışman” yapabilir.
"Danışman"ın fikri, yönetici konumdaki gencin düşüncesiyle uyuşmaması halinde ise, son kararı yine o genç vermelidir!
Biliyorsunuz, “Yenile yenile, yenmeyi öğrendim” diye bir söz var.
Kaynağı tam belli olmasa da, bu sözün Napolyon’a ya da Deli Petro’ya ait olduğu söylenir...
Gerçi bu iki ünlü insan çok akıllı olmasa da, demişlerse doğrudur!
***
Trump’ın yönettiği ülkesine karşı taraftarlarına “ayaklanma” çağrısı yaptığı kesin mi, kesin!
Seçilmiş başkanın koltuğuna oturmasını engelleme girişiminde bulundu mu, bulundu!
ABD’nin 46. Başkanı Biden’ı seçen milyonlar gibi, ben de dünyanın baş delisi olan “Abbas yolcu Trump”ın, yargılanması ve yasalar önünde hesabını vermesi görüşündeyim!
Aksi takdirde, ballandıra ballandıra anlatılan ABD’nin demokrasi ve özgürlük ülkesi olduğuna kim inanır?
Demokrasilere “hesap verebilirlik” yakışır!