DÜNYANIN ÇİVİSİ ÇIKTI
Dünya nereye gidiyor, insanlar nereye gidiyor bilmiyorum.
Gün geçmiyor ki yeni bir olay yaşanmasın. Gün geçmiyor ki kan ve gözyaşı dökülmesin.
Bakın yine patlamalar başladı.
Geçen hafta, Irak'ın başkenti Bağdat'ta bir pazar yerine intihar saldırısı düzenlendi. Saldırıyla ilgili yapılan açıklamada 32 kişinin hayatını kaybettiği, en az 110 kişinin de yaralı olduğu söylendi.
Tesadüfe bakın ki, Türkiye’den Irak’a yapılan, Savunma Bakanı ve Genel Kurmay Başkanı düzeyindeki ziyaretten sadece birkaç gün sonra.
Biden göreve başlar başlamaz.
Türkiye- Irak ilişkilerinin gelişmesinden birilerinin rahatsız olduğu kesin. Benim kanım o. Irak’a göz dağı verilmek isteniyor belki de.
Zalimin zulmünün her geçen gün arttığı, fakirliğin ve yoksulluğun diz boyu olduğu bir dünyada yaşamak oldukça acı verici.
Emperyalizmin her geçen daha da vahşileştiği, akıl almaz modern silahlarla, biyolojik ve kimyasal silahlarla, terör eylemleriyle insanları yok etmeye çalıştığı, haksızlık, hırsızlık ve işgallerle süren bir çarkın durdurulamadığı bu çağda, rahat olmak mümkün mü?
Hep güzel şeylerden söz etmek istiyorum. Ruhum güzel ve iyi şeylere hasret ama yapamıyorum.
İnsanların çığlıklarını duymamak, yaşanan acıları hissetmemek olmaz ki…
Dünyadaki zenginlikler tüm insanlara yetecekken, birilerinin akla hayale gelmeyecek şekilde safahat içinde bir yaşam sürmesi ve birilerinin açlıktan ölmesi olacak şey değil.
Bu sessizlik, bu tepkisizlik öldürüyor beni.
Herkes bir şeylerin ardına sığınarak cebini doldurma peşinde. Ama o cep öyle bir cep ki, dünyayı içine alsa doymayacak.
Öyle de oluyor.
Dayanışma, yardımlaşma ve paylaşma…
Bu kavramlar artık tedavülden kalktı. Sadece nostalji olarak söyleniyor.
Dindar dinden habersiz, ataist neden inanmadığının farkında değil.
Salgın kol geziyor. Bitmek bilmiyor ve her gün can almaya devam ediyor. Öyle duyuyoruz haberlerde.
Acaba öyle mi?
Yine geçen hafta, Hindistan'da, dünyanın en büyük aşı üreticisi Hindistan Serum Enstitüsüne (Serum Instutute of India) ait binada yangın çıktı.
Dünyanın en büyük aşı üreticisi Hindistan Serum Enstitüsü, AstraZeneca/Oxford Üniversitesi aşısından bir milyar doz üretmek üzere anlaşma imzalamıştı.
Şirketin Üst Yöneticisi Adar Poonawalla, geçen ay enstitünün 2021 sonuna kadar üretim kapasitesini 1,5 milyar dozdan 2,5 milyar doza çıkarmayı hedeflediğini açıklamıştı.
Aşı savaşları kızıştı desenize.
Peki ne olacak?
“Zenginin safahatı, fakirin sefaletiyle olur” der, Hz. Ali…
Yani uyanmazsak, gidişata dur demezsek, diyemezsek, kandırılmaya, aldatılmaya gönüllü olmaya devam edersek, birlik olmazsak, fakir sefil olmaya, zengin sefa sürmeye devam edecek.
Ne salgınlar duracak, ne kan ve göz yaşı.
Dünyanın çivisi çıktı…